Türkiye'nin Enerji Kaynakları
Coğrafya Türkiye'nin Enerji Kaynakları

Bu dersimizde türkiye enerji kaynakları dağılımı, türkiyede enerji kaynakları coğrafya, türkiye'de enerji kaynakları kpss, türkiye'de yenilenebilir enerji kaynakları gibi konuları ele alacağız.
Dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizin de gelişmesi, ilerleme
kaydetmesi ve halkın yaşamını sürdürebilmesi bakımından çeşitli
enerji kaynaklarına gereksinim vardır. Ülkelerin gelişmişlik
düzeylerine bakıldığında üretilen ve tüketilen enerji miktarları da
göz önüne alınmaktadır. Ülkemizdeki enerji kaynakları kömür (taş
kömürü, linyit), petrol, doğalgaz gibi yenilenmeyen enerji
kaynakları ile jeotermal enerji, hidroelektrik enerjisi, güneş
enerjisi, rüzgar enerjisi, nükleer enerji gibi yenilenebilir enerji
kaynakları olarak ikiye ayrılır.
1.Yenilenmeyen Enerji Kaynaklarımız
Taş kömürü: Elektrik santrallerinde ve sanayide kullanılır.
Ülkemizde Zonguldak kömür havzasından çıkarılan taş kömürü (kok
kömürü), jeolojik devirlerden I. Zamanın karbonifer devrinde
oluşmuştur. Türkiye taş kömürü yatakları bakımından zengin sayılmaz.
En zengin yataklar Batı Karadeniz'de Ereğli-Zonguldak-Azdavay
arasında uzanan kömü havzası olup, yaklaşık 10 000 km^'lik bir alanı
kap sar. 1848'de işletmeye açılan Zonguldak taş kömü rü havzasından
1923'te 600 ton, 1987'de 7 milyoı ton, 1990'da 5.6 milyon ton üretim
yapılmıştır. Özel likle 1991 ve sonrasında yaşanan ölümlü grizu pal
lamalarından dolayı son yıllarda üretim düşmüştüı Yıllık üretim
1999'da 3 milyon tona inmiştir. Türk ye'nin diğer taş kömürü
yatakları Akseki, Keme (Antalya) ve Hazro (Diyarbakır)'dadır. Yıllık
üretir ülkemizin ihtiyacını karşılayamadığı için yurt dışır dan taş
kömürü ithal edilmektedir.
Linyit: Ülkemizde jeolojik devirlerden III. Z; manın son
devresi olan Neojen göl havzalarınc oluşmuş olan linyit, ülkemizin
hemen her yerine bulunur. Çıkarıldıkları yerdeki sanayi tesislerine
ve konutlarda tüketilir. Ülkemizdeki önemli lin; yatakları
şunlardır: Tavşanlı, Tunçbilek, Değirn saz, Seyitömer (Kütahya),
Soma (Manisa), Yatğan (Muğla), Afşin-Elbistan (K.Maraş), Alpagut,
Dodurga (Çorum), Orta (Çankırı), Çeltek, Suluova (Amasya), Kangal
(Sivas), Aşkale (Erzurum), Beypazarı, Çayırhan (Ankara), Çan
(Çanakkale), Menteşler (Bolu), Şırnak. Bunlardan Afşin-Elbistan,
Çayırhan, Seyitömer, Soma, Kangal, Orta.Ya-tağan'da termik santral
da vardır. Ülkemizde ısınmada kullanılan ancak hava kirliliği
yaratan linyitin yerini, büyük kentlerde doğalgaz almaya
başlamıştır. Linyit çıkarımında son yıllarda çok hızlı bir artış
olmuş ve 1960'da 4 milyon ton, 1980'de 17 milyon ton, 1990'da 46,8
milyon ton, 1999'da 64,2 milyon ton seviyesine kadar çıkmıştır.
Geçen 40 yıllık süre içinde linyit üretimi 16 kat artmıştır.
Petrol: Çağımızın en önemli enerji kaynaklarından biri olan
ve ham olarak çıkarılan petrol, rafinerilerde işlenir. Yoğunluğu az
olan hafif petrolden daha çok uçak yakıtı ve benzin gibi hafif
yakıtlar üretilir. Yoğunluğu fazla olan ağır petrol ise motorin, gaz
yağı ve kalorifer yakıtı üretiminde kullanılır. Ülkemiz petrol
bakımından zengin değildir. Türkiye'de ilk petrol 1940'da Raman Dağı
(Bat-man)'da, 1951'de Garzan (Siirt)'da bulunmuştur. Önemli petrol
yataklarımız Batman, Siirt, Adıyaman, Diyarbakır, Urfa, Mardin'de
bulunur. Güneydoğu Anadolu dışında ise Adana, Kırklareli, Çanakkale,
Sinop, Trabzon'da önemli rezervler bulunmaktadır. Ham petrol üretimi
ülkemizde1950'de 18 bin ton iken, 1975'te 3 milyon tonu aşmış,
1990'da 3,7 milyon ton dolayında, 1999'da ise biraz düşerek 2,9
milyon ton civarında olmuştur. Ülkemizin son yıllardaki ham petrol
üretimi 3 milyon ton civarındadır. Bu miktar gereksinimimizin ancak
1/7'sini karşılamaktadır. Kalan diğer petrol gereksinimlerimiz Irak
ve İran'dan karşılanmaktadır. Yıldan yıla değişmekle birlikte 1999
itibariyle yıllık 32,5 milyon tonu aşan petrol tüketimimizin %35'i
ulaşımda, %20'si sanayide, %10'u konutların ısıtılmasında, kalan
kısmı ise rafinerilerde, tarımda ve termik santraller gibi diğer
alanlarda kullanılır. Ülkemizde çıkarılan ve ithal edilen ham petrol
İzmit-İpraş, İzmir-Aliağa, Orta Anadolu (Kırıkkale), Mer-sin-Ataş,
Batman rafinerilerinde işlenmektedir. Bu rafinerilerden İpraş
(İzmit) 13, Aliağa (İzmir) 10, Kırıkkale 5, Ataş (Mersin) 4,4,
Batman 1,1 milyon ton/yıl işleme kapasitesini aşmaktadır. Ülkemizin
tüm petrol gereksinimi kendi rafinerilerimizden karşılanmakta, hatta
Aliağa'dan üretilenlerin bir kısmı da (makine yağı ve benzin) ihraç
edilmektedir.
Doğal gaz: Yer altındaki çeşitli gazlardan, özellikle metan
gazından oluşan bir karışımdır. Farklı yakıtların kış aylarında hava
kirliliği yaratması nedeniyle son yıllarda büyük kentlerimizdeki
evlerin ısıtılmasında ve sanayide doğalgaz kullanımı gittikçe
yaygınlaşmaktadır. Ülkemizde doğalgaz yatakları Trakya'da Hamitabat
(Kırklareli), Güneydoğu Anadolu'da Çamurlu (Mardin)'da bulunur.
Hamitabat 1977'de, Çamurlu 1982'de üretime geçmiştir. 1990'daki
doğalgaz üretimimiz 212.5 milyon ton, 1999'da ise 718 milyon tonu
aşmıştır. Bu, ülke geresinimimizi karşılamaz. Bu nedenle Rusya
Federasyonu'ndan doğal gaz, boru hatlarıyla Ankara ve İstanbul gibi
birçok kentimize pompalanmaktadır. Bu ülke ile, yıllık anlaşma 6
milyar m3/yıl'dır. Türkmenistan ve İran'la da doğal gaz ithali
konusunda çalışmalar sürmektedir. Ülkemizdeki toplam doğal gaz
rezervi 18,3 milyar m3, üretilebilir toplam gaz 12,9 milyar m3tür.
2. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarımız
Hidroelektrik enerji: Su gücüne dayalı akarsulardan elde edilen
elektrik enerjisidir. En önemli yenilenebilir enerji kaynağımızdır.
Devlet Su İşleri (DSİ)'ne göre ülkemize düşen yıllık ortalama yağış
miktarı toplamı 509 milyar m3 dolayında olup, bunun yaklaşık olarak
183 milyar m3'ü akarsu yataklarında akıma dönüşür. Hidroelektrik
potansiyelimiz ise, DSİ'nin hesaplamasıyla 122 milyar kWh/yıl
dolayındadır. DSİ'nin bu değerine ulaşılabilmesi için bütün
akarsularımız üzerine 495 adet hidroelektrik santrali yapıldığında
128 milyar kWh/yıl enerji üretilebilecektir. Halbuki ülkemizde 70
kadar hidroelektrik santralimiz vardır. Başlıca hidroelektrik
santrallerimiz Atatürk, Keban, Karakaya (Fırat Nehri); Deve-geçidi
(Dicle Nehri); Hirfanlı, Kesikköprü, Damsa, Sarımsaklı, Kapulukaya,
Altınkaya (Kızılırmak); Al-mus, Hasan Uğurlu, Suat Uğurlu (Yeşilırmak);
Sarı-yar, Gökçekaya, Hasan Polatkan (Sakarya Nehri); Kemer, Adıgüzel
(B.Menderes Nehri); Oymapınar,
Manavgat (Manavgat Çayı); Yerköprü, Gezende (Göksu Nehri); Aslantaş
(Ceyhan Nehri); Seyhan (Seyhan Nehri).
1950'lerde hidroelektrik santrallerimizin yanı sıra elektrik üretimi
amaçlı termik santrallerin yapımına da başlanmıştır. 1956'de
Tunçbilek (Kütahya), 1957'de Soma-A (Manisa), 1967'de Ambarlı
(İstanbul), 1973'de Seyitömer (Kütahya), 1977'de Hami-tabat
(Kırklareli), 1982'de Soma-B (Manisa), 1982'de Yatağan (Muğla) ve
1984'de Afşin-Elbis-tan (K.Maraş) termik santralleri işletmeye
açılmıştır. Günümüzde 40'a yakın termik santralımız vardır. Termik
santrallerimizin çalıştırılmasında taş kömürü, linyit, kalorifer
yakıtı, motorin, hatta doğal gaz gibi yakıtlar kullanılır.
Jeotermal enerji: Yerin iç kısımlarında yüzeye yakın magmadan
dolayı ısınmış olan çok sıcak su veya buhar kaynaklarından elde
edilen enerji türüdür. Ege Bölgesi jeotermal enerji bakımından en
zengin bölgemizdir. En önemli jeotermal enerji yatağımız Denizli
Sarayköy'deki Buharkent'tir. Burada jeotermal enerjisini elektrik
enerjisine dönüştüren bir santral kurulmuştur. Jeotermal sulardan
seraların ve evlerin ısıtılmasında yararlanılır. Denizli dışında
Gönen'de konutlar, Afyon-Ömer'de kaplı-ca-motel tesisleri, İzmir-Balçova'da
kaplıca ve üniversite tesisleri, Kütahya-Simav'da konutlar jeotermal
enerji kullanılmak suretiyle ısıtılmaktadır.
Güneş enerjisi: Ülkemiz coğrafî konumu nedeniyle sahip olduğu
güneş enerjisi potansiyeli çok fazladır. Bu potansiyel açısından
bakıldığında, ülkemizin yıllık ortalama ışınım şiddeti 308
kal/cm2-gün (3,6 kWh/m2/gün) ve yıllık güneşlenme süresi 2640
saattir. Güneş panelleri ile sıcaksu üretimi ülkemizdeki en yaygın
kullanımdır. Uygulama bakımından Akdeniz ve Ege bölgelerimizde
görülür.
Rüzgâr enerjisi: Rüzgârın esme yönüne dayalı olarak uygun yerlere
konulan rüzgârla çalışan türbinlerden elektrik enerjisi üretilir.
Rüzgâr enerjisinden yararlanmak için en uygun bölge Marmara
Bölgesi'dir. Rüzgâr enerjisinin uygulandığı alan, İzmir (Çeşme)
Alaçatı'dır. (1998) Türkiye'de yıllık ortalama rüzgâr hızı 2.5 m/sn,
rüzgâr gücü yoğunluğu ise 24 W/m2'dir.
Nükleer enerji: Uranyum ve Toryum gibi radyoaktif elementler
ile nükleer santraller kurulabilir. Ülkemizde uranyum ve toryum bol
bulunur. Önemli uranyum yatakları Koçarlı (Aydın), Ayvalık
(Balıkesir), Şebinkarahisar (Giresun), Eşme (Uşak),
Salihli-Köprübaşı, Gördes (Manisa), Sorgun (Yoz-gat)'da bulunur.
Ülkemizdeki toplam doğal uranyum rezervi 9 bin tondan fazladır.
Toryum ise Sivrihisar (Eskişehir) çevresinde bulunur. Burada 380 bin
ton toryum rezervi vardır. Ülkemizde yalnızca Mersin-Silifke'deki
Akkuyu'da ilk nükleer enerji santrali çalışmaları sürmektedir.
(Hazırlık aşamasındadır.) 2010 yılından başlayarak nükleer enerjiden
yararlanarak elektrik enerjisi üretimi giderek ağırlık kazanacaktır.
Diğer Coğrafya Notları, Testleri ve Videoları için Tıklayınız