OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR VE MEDENİYETİ

Bu dersimizde osmanlı kültür ve medeniyeti, osmanlı kültür ve medeniyeti özet, osmanlı kültür ve medeniyeti ders notları, osmanlı kültür ve medeniyeti kpss, osmanlı kültür ve medeniyeti ygs gibi konuları ele alacağız.
Osmanlı Devleti kendinden önceki Türk Devletlerinin hâkimiyet
anlayışını devam ettirmiştir. Ülke hanedanın ortak malıdır anlayışı,
taht kavgalarının en büyük nedeni olmuştur.
I. Ahmet veraset sisteminde değişiklik yaparak Ekber ve Erşed
usulünü getirdi. Böylece Kafes usulü getirilerek şehzadelerin
sancağa çıkması kaldırılarak en büyük ve en akıllı olan şehzadenin
tahta geçmesi kanunlaştı.
Merkez Teşkilâtı: Hükümet, ordu ve eyalet yönetimi padişaha
bağlıdır. Yönetim merkezi İstanbul, yönetim işi ise padişah
tarafından saraydan yapılıyordu. Saray iki bölümden oluşurdu:
Birun; sarayın dış teşkilâtı, Enderun (saray okulu); devlet
adamlarının yetiştirildiği okuldu.
İstanbul'un Yönetimi: Başkent olması sebebiyle kendine has
bir yöntemi vardır. Adalet işlerine istanbul kadısı (Taht Kadısı)
bakardı. Belediye işleri şehremini tarafından yürütülürdü. Güvenliği
yeniçeri ağası sağlardı. Gündüz subaşı, gece asesbaşı İstanbul'un
güvenliğinden sorumlu idi.
Divan-ı hümayun: Devletin siyasî, askerî, idarî, malî
sorunlarının görüşülüp, askerî büyük davaların bakıldığı yerdir.
Bugünkü Bakanlar Kurulu gibi olup tek farkı mahkeme gibi
çalışmasıdır.
Kuruluş döneminde padişah, sadrazam, vezirler, kazasker, defterdar,
nişancı katılırdı.
XVI. yy.dan itibaren müftü, yeniçeri ağası, kap-tan-ı derya, 17
yy.da Reis-ül küttap katılmıştır
Fatih'e kadar Cuma hariç hergün toplanırdı.
Fatih'ten sonra Sadrazam başkanlığında toplanırdı. Bu yüzder yavaş
yavaş padişahlar yönetiminden uzaklaşmışlardır.
17. yüzyıl'dan sonra Divan önemini yitirdi.
II. Mahmut Divan'ı kaldırmıştır. Vezirlikleri kaldırıp yerine
Nazırlıkları (Bakanlıkları) kurmuştur.
Padişah: Devletin idarecisi.
Sadrazam (Vezir-i azam): Seyfiye'yi temsil ediyordu. ASKERİ
ve YÖNETİM'den sorumluydu. Padişahtan sonra gelen en büyük devlet
memuru ve padişahın mutlak vekili idi.
Vezirler: Askerî ve siyasî işlerden sorumlu idiler.
Kazasker: Divan üyelerinden Kazaskerler: II-miye'yi temsil
ediyordu ve ADALET ve EĞİTİM'den sorumluydu.
Defterdar: Maliye işlerine bakardı. Kalemiye'yi temsil
ediyordu.
Nişancı: Evraklara padişahın tuğrasını çekerdi. Dış
yazışmaları düzenler, fethedilen araziyi tapu defterine kaydedip,
dirlik dağıtırdı. Kalemiye'yi temsil ediyordu.
Reis-ül Küttap: Divan kâtiplerinin şefi idi. Nişancıya
bağlıydı.
Kaptan-ı Derya: Donanmanın başkomutanı ve denizlerden
sorumluydu.
Yeniçeri Ağası: Yeniçerilerden sorumluydu, ihtiyaç olduğunda
görüşmelere katılırdı.
Müftü (Şeyhülislâm): Divanda alınan kararların İslâm dinine
uygun olup olmadığı konusunda fetva verirdi.
17. yüzyıl'dan sonra Divan önemini yitirdi.
II. Mahmut Divan'ı kaldırmıştır. Vezirlikleri kaldırıp yerine
Nazırlıkları (Bakanlıkları) kurmuştur.
Padişah: Devletin idarecisi.
Sancaklar: Sancak beyi tarafından idare edilir (Bugünkü il).
Güvenliği subaşı, Adaleti şehir kadısı sağlardı.
Kazalar: Sancaktan küçüktür. Kadı tarafından idare edilir.
Köyler: En küçük idarî birimdir. Köy kethüdası tarafından
idare edilir. II. Mahmut muhtarlıkları oluşturdu.
Mülk Arazi: Tamamen halka ait olan toprakla olup ikiye
ayrılır.
a. Öşriyye: Osmanlı Devleti'nin bu toprakla
fethetmeden evvel Müslümanların elinde buluna arazilerdir.
Ürünlerinin bir kısmını vergi olarak ve rirlerdi. 1/10'unu
b. Haraciyye: Gayri müslimlerden alınan tojrakların fetihden
sonra eski sahiplerine bırakılınsıyla bu tür topraklarda yaşayan
gayri müslim hakın ürünlerinin bir kısmının haraç alınmasıdır.
Vakıf Arazi: Alınıp satılması kesinlikle yas; olup vergiden
muaftır. Gelirleri ile eğitim, bayınd lık, sağlık alanındaki,
kimsesizlere yardım, ha) kurumlarının masrafları için ayrılmış
arazilerdir.
Miri Arazi: Mülkiyeti devlete ait olan bu topra lar,
işlenmesi amacıyla kişilere ve devlet memurl rı ile askerlere
bırakılan topraklardır.
1. Dirlik gelirine göre topraklar (3'e aynin Dirlik arazi, Mülkiyeti
devlete ait topraktır. D lete hizmeti olan kişiler maaş karşılığı
verili Köylü vergiyi dirlik sahibine öderdi. O da "CEI LÜ" denen
altı asker yetiştirirdi.
Böylece;
Özel mülkiyete son verilmiş «* Derebeylik rejimi engellenmiş »*•
Üretimde süreklilik sağlanmış
Masrafsız olarak eyalet ordusuna sahip olmuş
Memur maaşlarını hazineye dokunmadan aşılamış
a. Has topraklar: Yıllık geliri 100.000 akçe üzeri olan
topraklar (Padişah, şehzade, divan üyeleri)
b. Zeamet topraklar: Yıllık geliri 20.000 -100.000 akçe arası
olan topraklarsında geliri arasında olan topraklardır. Gelirin 3.000
akçesini tımar sahibi kendi geçimine ayırır (kılıç tımarı), geri
kalan 3.000 akçe için asker yetiştirirdi. Ayrıca; savaşta yararlılık
gösteren askerlere Eşkinci Tımarı, saray görevlilerine Hizmet
Tımarı, cami imam ve hatiplerine Mustahfaz Tımarı verilirdi.
Tımar Sisteminin Uygulanması
Devlet vergilerini düzenli toplamıştır Devlet köylerde bile
güvenliği sağlamıştır Devamlı savaşa hazır ordusu olmuştur «*•
Üretimin devamı ve sürekliliği sağlanmıştır
2. Mukataa Arazi: Geliri doğrudan hazineye kalıyor.
3. Yurtluk Arazi: Geliri sınırlardaki Akıncılara verilir.
4. Ocaklık Arazi: Geliri kale muhafızlarına ve tersane
giderlerine verilir.
5. Paşmaklık Arazi: Geliri hanedan üyelerine ayrılır.
Diğer Tarih Notları, Testleri ve Videoları için Tıklayınız