ANLATIM TEKNİKLERİ, DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI İLE İLGİLİ TEST SORULARI 4
Bu testimizde anlatım biçimleri ve düşünceyi geliştirme yolları test, anlatım biçimleri test soruları ve cevapları, düşünceyi geliştirme yolları test, düşünceyi geliştirme yolları test ygs, düşünceyi geliştirme yolları online test, anlatım biçimleri test çöz, anlatım teknikleri test indir gibi konuları ele alacağız.
1.
Dışarıda haziran güneşi… Okul kapılarında tenhalık… Uzakça bir bahçede
leylakların açtığını burnumuz haber verir. Sahil yolunda dolaşanlar geleceğe
gülerek bakarlar. Martı çığlık atar. Muazzez Abacı'nın buğulu şarkıları duyulur.
Karpuz sergilerinde büyülü lambalar yanar. Uyku bizi bekler. Sonra duman, gri
deniz, ay ışığı, yakamoz… Denizden ıslak, serin bir esinti başlar…
Bu parçada ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyuların hangisinden
yararlanılmamıştır?
A) Görme
B) İşitme
C) Koklama
D) Tatma
E) Dokunma
2.
Masum bir çocuk yüzü… Yumrukları çenesinde, gözleri derin bir rüyaya dalmış
gibi… Bir gençlik fotoğrafı… Yüzünde ergenlik rüzgârları. Delikanlı bir
gülümseyiş. Ümitler, kararsızlıklar… Pencerede parmaklıklar ardında bir kadın
başı. Sokağa sarkan sarmaşıklar, hanımelleri… Ve gökyüzünü bulut gibi kaplayan
martı çığlıkları… Şehrin kokularını dağıtan ılık bir lodos…
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İşitsel öğelere yer
verme
B) Koklama duyusundan
yararlanma
C) Betimleyici anlatıma
başvurma
D) Dokunma duyusundan
yararlanma
E) Öykülemeye yer verme
3.
Bütün şiir severler okumalı bu kitabı. Yazarın hoşsohbet üslubundan
sevecenlikler doldurmalı koynuna. Yazar yüreğinden kopanların kılına bile
dokunmadan geçirmiş yazıya. Ağır, bilimsel bir anlatım yok. Anlama yeteneğinizi
zahmete sokacak hiçbir cümleye, sözcüğe rastlamazsınız. Cümleler kısa, ama
değişik anlamlar çağrıştıracak zenginlikte. Hem de anlam sandukasının bırakın
kapağının açılmasını tahtaları komple sökülmüş olarak…
Bu parçada söz edilen kitapla ilgili olarak aşağıdaki anlatım özelliklerinin
hangisinden söz edilmemiştir?
A) İçtenlik
B) Doğallık
C) Bütünlük
D) Yoğunluk
E) Açıklık
4.
Merdivenin başında, yüksekte yuvası dağılmış bir anne güvercin gibi boynu bükük
duruyordu. Ayrılık yaman şeydi. Yıl ortasında tayini çıkmıştı da bize
söyleyememişti. Aşağı inip topladı hepimizi bahçede, zeytin ağaçlarının altında.
Ağzından "Ben gidiyorum." sözü hıçkırıklar eşliğinde çıktı. Küçük, kara
gözlerimiz birbirine değdi. Bir elektrik akımı geçti minicik yüreklerimizden.
Tıkandık ağlayamadık bile!
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
A) Betimleyici anlatıma
B) Kişisel yorumlara
C) Eksiltili cümlelere
D) İşitme duyusuyla
seçilebilen ayrıntıya
E) Benzerliklerden
yararlanmaya
5.
Deneme yazarlığı ciddi bir iştir, geniş bir bilgi, titiz bir hazırlık
gerektirir. Deneme yazarı yazılarını ancak geniş bir kültür ve iyi bir
hazırlıkla sürdürebilir. Şundan bundan yapılan alıntılarla, bir noktadan sonra
tükenecek bilgilerle deneme yazılamaz. Yazılsa bile sürdürülemez. Taşıma suyla
değirmen dönmez çünkü.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Tartışmaya
B) Betimlemeye
C) Öykülemeye
D) Karşılaştırmaya
E) Örneklemeye
6.
Uzak gri bir çizgide
Birleşiyor gökle deniz.
Bir martı tek başına
uçuyor
Maviliklere
Sandalda bir kayıkçı
Sanki yalnızlığı
topluyor ağlara
Bu dizelerde aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleme
B) Açıklama
C) Örnekleme
D) Karşılaştırma
E) Tartışma
7.
Geçen haziranda İç Anadolu’yu gezdik, ilk durağımız Ankara'nın Gölbaşı
ilçesiydi. Daha sonra geniş bozkırlarda yol aldık. Yıkılmış, duvarları çatlamış
birçok kervansarayı gezdik. Ne var ki görmek istediğimiz birkaç önemli yeri
görmeden döndük.
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangilerine başvurulmuştur?
A) Betimleme – Örnekleme
B) Açıklama – Tartışma
C) Öyküleme – Betimleme
D) Karşılaştırma –
Öyküleme
E) Açıklama – Tartışma
8.
Sofaya açılan kapıların üstü renkli camlarla süslüydü. Sofanın iki yanına
minderler serilmişti. Minderlerin arkalarında ot yastıklar vardı. El dokuması
ince halılarla kaplı yastıklar büyük ve renkli yapı taşları gibi görülüyordu.
Sofadan mutfağa açılan kapı her zaman açıktı. Kapıdan ocak ve yanındaki büyük
masa görünüyordu. Masanın üstünde kenarları saçaklı, işlemeli bir örtü vardı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleme
B) Betimleme
C) Açıklama
D) Karşılaştırma
E) Tartışma
9.
Beyoğlu'nun ara sokaklarından birinde, bir kebapçıdaydık o gün. Masada ayran,
acılı kebaplar, yeşillikler… Kulaklarımızı tırmalayan bir arabesk müzik.
Dışardaysa İstanbul’un o inanılmaz güzellikteki eylülünün son günü. Ayranlar
kebapların dilimizdeki acısını dindirmeye yetmiyor. Pencerelerden vuran güneşin
sıcaklığı bize rehavet veriyor.
Bu parçanın anlatımında ayrıntıların seçiminde aşağıdakilerin hangisinden
yararlanılmamıştır?
A) İşitme
B) Tatma
C) Görme
D) Dokunma
E) Koklama
10.
İlkokul üçte öğretmenimdi. Yeniydim, okul değiştirmiştim. Elimden tuttu, sınıfa
götürdü. Öğrencilere tanıttı beni. Saçları kısaydı ve yüzü beyaz bir zambağı
hatırlatıyordu. Aylardan eylüldü. Şimdi hatıramda yalnız küçük bir hayali, temiz
ve solgun yüzü kaldı. Bir de bizi gözyaşları içinde bırakıp gidişi…
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
A) Benzetmeye
B) Öykülemeye
C) Kişisel duygu ve
düşüncelere
D) Kişileştirmelere
E) Betimlemeye
11.
Dostoyevski, yaşamında rahat yüzü görmeyen büyük romancı, yazdıklarının
yüzyıllık sınavını geçip yirmi birinci yüzyıla ulaşacağını biliyor muydu? Bunu
bilmem; ama onun ustası olmayan bir roman ustası olduğunu, dünya romanı içinde
başlı başına bir imza olduğunu biliyorum. Romanda kendine ait bir kanal açıp
teknesini yüzdürdüğünden eminim.
Bu parçada Dostoyevski'nin romanlarının hangi özellikleri belirtilmektedir?
A) Kalıcılık – Özgünlük
B) Yalınlık – Yoğunluk
C) Açıklık – Duruluk
D) Sadelik – Akıcılık
E) Doğallık-içtenlik
12.
(I) Günlükler, yazarın yüreğinin objektifinden kendi yaşamını kare kare
belgeleyen tutanaklardır. (II) Yazar, günü gününe yaşadığı olayları, tanık
olduğu durumları yüreğinden geçirerek döker sayfalara. (III) Kendi yaşamını
günbegün filme alır. (IV) Bazen bir şey yazamaz duygularına tercüman olacak bir
beyit düşer o güne ait sayfaya (V) Kimi sayfalar, ise "Kafam karışık, bugün
kayda değer bir şey olmadı." gibi ifadelerle yetinir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir "tanımlama" yapılmıştır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
13.
Kulübenin doksan yüz metre ilerisinde çitlerle çevrilmiş büyük bir bahçe vardı.
Çitlerin dışında kalan alanda dereye yakın yerlerde söğütler, uzak yerlerde ise
yabani badem ağaçları… Çitlerin hemen içinde bahçeyi tepeden tırnağa beyaza
bürümüş olan kiraz ağaçları… Bu ağaçların ötesinde bahçe sahibinin ahşaptan
yapılma, şirinlikte Üsküdar'daki Şemsipaşa Camii'ni aratmayacak evi…
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yolların hangisine başvurulmamıştır?
A) Benzetmeden
yararlanma
B) Kişisel duygulan
belirtme
C) Bitirilmemiş cümleler
kullanma
D) Gözlemlere yer verme
E) Kişileştirme
sanatından yararlanma
14.
Yalnızca onda birini görebildiğimiz buzdağına oldukça yaklaştık. Ancak görsel
ihtişam işin sadece bir yanı. Buzdağları büyük gürlemelerden yumuşak iç
çekişlere ve mutlak sessizliğe kadar olağanüstü ses olayları yaratan bir
orkestrayı andırıyor. Buz parçaları bir buzdağını iteklemeye başladığında ya da
buzdağı hareket edip de kendi yüzeyini parçaladığında binlerce avizenin
paramparça oluşunu çağrıştırıyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İşitsel öğelerden
yararlanma
B) Görsel öğelere yer
verme
C) Dokunma duyusundan
yararlanma
D) Benzetmelere başvurma
E) Betimleyici anlatıma
başvurma
15.
O dönemde Şirket-i Hayriye (Şimdiki Şehir Hatları) vapurlarının satıcıları
simitlerini Beylerbeyi'nden alırlardı. Yukarı Boğaz'a ya da İstanbul’un içine
akraba, eş dost ziyaretlerine giden kadınlar yirmi beş otuz simidi hediye olarak
götürürlerdi. Başka semtlerde oturan ehli keyf beyzâdeler faytonlarla
Beylerbeyi'ne simit yemeye gelirdi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Öykülemeye
B) Betimlemeye
C) Tartışmaya
D) Karşılaştırmaya
E) Örneklemeye
16.
Çavdarhisar'da Aizanol kalıntılarını gezmeye başlıyoruz. (I) O dönemlerin
çarşısı ve borsası olduğu söylenen galerilerin etrafında dolanıyoruz. (II)
Burası tel örgülerle çevrilmediği için köy evleriyle bir iç içelik görüntüsü
çiziyor. (III) Bu çarşının ve borsanın bulunduğu caddenin adı Taksim Caddesi.
(IV) Borsa binasının kalıntısı tıpkı Taksim'deki Borsa Lokantası gibi, meydanın
tam ortasında yer alıyor. (V) Etrafı Bizans harfleriyle bezeli taş sütunlarla
çevriliyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın anlam akışını
bozmaktadır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
17.
Yazar, gazete köşesinde arada bir yazdığı yazılarda öne sürdüğü düşüncelerini
kanıtlıyor. Onlara okurun da inanması için ne gerekirse yapıyor. Ele aldığı
konuda, tek doğru kendi düşüncesiymiş gibi bir tutumla düşüncelerini açıklıyor.
Bu parçanın yazarı, yazılarında aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisine
başvurmuş olabilir?
A) Açıklama
B) Öyküleme
C) Karşılaştırma
D) Tartışma
E) Betimleme
18.
Avcılar, Atıcılar ve Balıkçılar Derneği Lokali'nde fötr şapkalı minnoş bir
ihtiyar olan İsmail Dede'yle karşılaştık, İsmail Dede her şeyi öğrenme
dürtüsüyle laf atıyor bize. Yıllar yılı rençberlik yapmış şimdi tek başına ömür
tüketiyor, iki kızı mı? Kırk yılda bir akıllarına eserse hal hatır soruyorlar, o
kadar. Zaman zaman yemeğini yapabiliyor, rahatsız olduğu dönemlerde aç kalıyor.
Sadece anıları ona yetiyor.
Bu parçada söz edilen kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yalnız bir insandır.
B) Meraklı bir kişiliği
vardır.
C) Anılarıyla avunan
biridir.
D) Başkalarına muhtaç
olmama çabasındadır.
E) İhtiyaçlarını
zorlukla karşılamaktadır.
19.
Bineceği at, yelesi ve kuyruğu siyah, sağ ön bacağında beyaz bir leke olan,
güneşte kısa tüyleri parlayan sütlü kahve renginde, bin altınlık, heybetli
bir İngiliz kısrağıydı ki yürüyüşünde bile bir asalet vardı. Dörtnala
kalktığında bir yay gibi geriliyor, karnı yere değecek gibi oluyor, küçük
kulakları arkaya yatıyordu.
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama
B) Betimleme
C) Öyküleme
D) Tartışma
E) Örnekleme
20.
Kötülerin ve kötülüklerin sesi fazlaca yükseliyor, iyilikler kendini
gösteremiyor toz duman arasında. Güzel olan, iyi olan çoğu şeyle birlikte,
güzeli arayıp bulma yeteneğimiz de silinip gidiyor. Selim İleri "Gramafon Hâlâ
Çalıyor"da çocukluğundan devşirebildiği iyi şeyleri bir araya getiriyor. Sade
hayatlar, aşklar, manolya demetleri; huzurlu evler, eşyalar; çocukluk düşleri,
masallar, radyo oyunları, sinemalar, artistler… İstanbul semtlerinin şiirli
günleri; Cihangir, Moda, Boğaziçi… Hayatın henüz tüketim çılgınlığına
tutulmadığı günler…
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
A) Duyguları yansıtmaya
B) Örnek vermeye
C) Nesnel anlatıma
D) Eksiltili cümleler
kullanmaya
E) Kişileştirmeden
yararlanmaya
21.
Yılda en çok iki kez görürdüm onu. İzmir’in tahta banklarda oturur, fıskiyeli
havuza bakardık. Az konuşurduk. Tuzak sorulara yanıtlar bulmayla uğraşırdık hep.
Onun yanında, mevsim bahar da olsa, yaz da olsa güz duygusu olurdu içimde. Akşam
olunca gidip Kemeraltı'nda bir yerde yemek yerdik. Hep aynı yerde. Duruşu,
bakışı içimdeki umutsuzluğu artırırdı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Değişik yapılı
cümleler kullanma
B) Birinci ağızdan
anlatma
C) Duyguları yansıtma
D) Kişileştirmeden
yararlanma
E) Öyküleyici anlatımdan
yararlanma
22.
Bizde sözlükler kütüphanelerin en kuytu köşelerinde uyuklayarak ömür tüketirler.
Günler ve geceler boyu, sırtlarında bir insan elinin sıcaklığını hissetmek
hülyasıyla tutuşur, "bilinmedik bir kelime çıksın da hatırlayalım" diye dua eder
dururlar. Bu uzun dua ve sükûnet zamanlarında tahmin edilir ki, iki kapak
arasında toplanmış eski yeni, yerli yabancı binlerce kelime, eğlenceli oyunlar
icat eder; en azından hayat hikâyelerini birbirlerine anlatarak vakit
geçirirler.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Örnekler verilmiştir.
B) Kişileştirmeye
başvurulmuştur.
C) Benzetmelere yer
verilmiştir.
D) Öznel anlatıma
başvurulmuştur.
E) Betimleyici bir yol
izlenmiştir.
23.
İstanbul sokaklarında el ayak çekilmişti. Şans eseri önünden geçen bir arabayı
çevirdi. Karanlık sokaklarda evi arayıp bulması epey zaman aldı. Sonunda bitap
bir halde eve vardı. Kapıyı her zamanki asık yüzüyle açan annesi, ifadesi hiç
değişmeyen gözleriyle uzun uzun yüzüne baktı. Elinden tutup yavaşça içeri çekti.
Yukarıdaki parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden en çok hangisine
başvurulmuştur?
A) Açıklama
B) Öyküleme
C) Tartışma
D) Örnekleme
E) Karşılaştırma
24.
Deneme, makale gibi düşünce yazıları tamam da, bir romanda insanın gönlünde
çiçekler açtıracak sözler döktürmek her yazarın harcı değildir. Bu konuda
başarılı olanın sayısı çok azdır. Bunu en çok Oscar Wilde'de gördüm ben. Oscar
Wilde, neredeyse her sayfada kahramanına öyle oturaklı sözler söyletir ki sözün
kudreti karşısında şapka çıkarırsınız. Pervasızdır Wilde. Üslubunun üstünü
kapattığı hiç görülmemiştir.
Yukarıdaki paragrafta aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangisine başvurulmuştur?
A) Örneklemeye
B) Tanık Göstermeye
C) Açıklamaya
D) Öyküleme
E) Karşılaştırmaya
CEVAP ANAHTARI
1-D 2-E 3-C 4-C 5-A 6-A
7-C 8-B 9-E 10-D 11-A 12-A 13-E
14-C 15-A 16-B 17-D 18-D
19-B 20-C 21-D 22-A
23-B 24-A
Diğer Türkçe Notları, Testleri ve Videoları için Tıklayınız