BELİRTİSİZ İSİM TAMLAMASI, ÖZELLİKLERİ KONU ANLATIMI
Bu dersimizde BELİRTİSİZ İSİM TAMLAMASI, ÖZELLİKLERİ KONU ANLATIMI, BELİRTİSİZ İSİM TAMLAMASI ÖRNEKLERİ gibi konuları ele alacağız.
Tamlayan sözcüğün
ek almadığı tamlamalardır. Tamlayan, ek almadığı için belirsizlik ve genelleme
anlamı taşır.
Belirtme anlamı bir genellik kazanır
Tamlanan 3.kişi iyelik eki “-i”
almış durumu.
Tamlayan belirli değildir. Kesin
olmayacak biçimde genel bir aitlik anlamı
Anlam sınırı çok geniştir.
Tamlayanın ek almadığı, tamlananın da
belirtili isim tamlamasında olduğu gibi iyelik eki aldığı isim tamlamasıdır.
Tamlayan ek (ilgi eki) almadığı için,
yani tamlananın kime ya da neye ait olduğu tam olarak bilinmediği için
belirtisiz denmiştir. Ama tamlanan ile tamlayan arasındaki ilişki daimidir.
“Sınıfın kapısı” dediğimizde nerenin
kapısı, hangi kapı olduğu kesin olarak bilinmektedir. Ama “sınıf kapısı”
tamlamasında nerenin, neyin kapısı, hangi kapı olduğu kesin olarak
bilinmemektedir. Herhangi bir kapı var elimizde; bu kapının hangi sınıfa ait
olduğunu bilemiyoruz; bilinen tek şey bu kapının genel anlamda sınıfla ilgili
olduğudur. Kapı herhangi bir kapıdır; sınıf da herhangi bir sınıf... Yani bir
genelleme söz konusudur.
Örn:
Sokak kapı-s-ı (hangi sokak)
Ev terlik-i (hangi ev)
Okul müdür-ü (hangi okul)
Çam ağaç-ı (hangi çam)
Örnek:
Tamlayan Eki
Tamlanan Eki
------ -ı, -i, -u, -ü
Fındık kurt-u
Akrep yuva-s-ı
Fizik güc-ü
Belirtisiz Ad Tamlamasının Özellikleri:
-Tamlayan,
tamlananın niteliğini gösterir.
Örnek:
Anne sevgisi, kan
kırmızısı
-Tamlayan,
tamlananın ne ile ilgili olduğunu gösterir.
Örnek:
Sel felaketi, uçak
bileti
-Tamlayan,
tamlananın neden yapıldığını gösterir.
Örnek:
Portakal suyu,
tütün kolonyası
-Tamlayan
tamlananın neye benzediğini gösterir.
Örnek:
Parmak üzümü,
sigara böreği
-Tamlayan,
tamlananın nedenini bildirir.
Örnek:
Matematik korkusu,
sınav stresi
-Bir şeyin
yapıldığını ya da (bilgi yelpazesi.net) bulunduğu yeri gösterir.
Örnek:
Kıyı lokantası,
uzay istasyonu
-Tamlayan
tamlananın yapıldığı aracı belirtir.
Örnek:
Söz sanatı, makine
örgüsü
-Tamlayan,
tamlananın ortaya çıktığı yeri belirtir.
Örnek:
Amaysa elması,
Maraş dondurması
-Kişi adları
tamlayan olduğunda o kişilere ilişkin yapıt, buluş gibi kavramları belirtir.
Örnek:
Naima tarihi,
Newton Kanunu
Karışık Örnekler:
çoban çeşmesi, hayal iklimleri,
ahududu şerbeti...
misafir odası, kömür sobası, ev
terliği, çiçek saksısı, masa örtüsü...
kök boyası, biber dolması, gül kurusu,
pirinç pilâvı, peynir tatlısı...
Bursa şeftalisi, Amasya elması, İzmir
üzümü, Bağdat hurması, yer elması, ağaç mantarı, su yılanı, dağ keçisi...
dil peyniri, parmak üzümü, dil
balığı...
kayıt memuru, temizlik işçisi, fizik
öğretmeni, ev kadını, okul müdürü, daire başkanı...
sel felâketi, deprem yıkıntısı, kaza
kurbanı...
yaz yağmuru, sabah kahvaltısı...
telefon görüşmesi, çöp kebabı...
Konya Ovası, Topkapı Garajı, Taksim
Meydanı, Boğaziçi Köprüsü, Çanakkale Köprüsü, Ankara Kalesi...
İstanbul şehri, Türk Dili, Tuz Gölü…
İSİM TAMLAMALARI, AD TAMLAMALARI ÖZET ANLATIM
Aralarında anlamca ilişki bulunan söz
grubuna isim tamlaması denir. Bir ismin bir başka
ismi anlam bakımından tamamlamasıdır.
Bir ismin aitlik ilgisi bakımından
daha belirli hâle gelmesi için başka bir isim tarafından tamlanmasıyla meydana
gelen söz öbeğine isim tamlaması denir.
Belli kurallar dahilinde en az iki
sözcük bir araya gelerek isim tamlamasını oluşturur.
İstanbul- un sokaklar-ı
Dost kapı-sı
Okul bahçesi-n-in ağaçlar-ı
İsim tamlamaları "tamlayan ve
tamlanan" olmak üzere iki unsurdan oluşur.
Tamlayan birinci sözcük, tamlanan ise
ikinci sözcüktür. İsim tamlamalarının tamlayanında ilgi, tamlananında ise iyelik
eki vardır.
Türkçede üç çeşit İsim tamlaması
vardır:
1. Belirtili İsim Tamlaması
Hem tamlayanın hem de tamlananın ek
aldığı tamlamalara Belirtili isim tamlaması denir.
Belirtili isim tamlamasında tamlayan
-nın, -nin, -nun, -nün, -ın, -in, -un, -ün
eklerini, tamlanan ise -ı, -i, -u, -ü, -sı, -si, -su,
-sü eklerini alır.
Her iki unsuru da ek alarak
oluşturulan bu tür tamlamalarda kuvvetli bir aitlik ilgisi vardır.
Tamlayanın ilgi, tamlananın iyelik eki
aldığı tamlamalardır.
Örnekler:
"Evin kapısı açık kalmış."
cümlesindeki “evin kapısı” altı çizili
söz öbeği belirtili isim tamlamasıdır. Görüldüğü gibi, her iki sözcük de ek
almıştır. Bu tamlamada iki sözcük arasındaki kuvvetli bir ilişki kendini
göstermektedir.
Sınıf-ın kapı-sı
Oda-nın halı-sı
Belirtili isim tamlamalarında tamlayan
ile tamlanan arasına başka sözcükler girebilir.
Örnekler:
"Kerem'in mavi gömleği güzelmiş."
cümlesinde araya "mavi" sıfatı
girmiştir.
"- den" hal eki tamlayanda kullanılan
ilgi ekinin yerine geçerek belirtili isim tamlaması kurabilir.
Örnekler:
"Resimlerin birini de ben alayım."
cümlesindeki "resimlerin birini" sözü
belirtili isim tamlamasıdır. Biz bunu "resimlerden birini" biçiminde de
söyleyebiliriz. Yani sadece tamlayan eki "-in" yerine, aynı işlevi gören "-den"
hâl ekini getirmiş oluyoruz.
Belirtili isim tamlamalarında bir
tamlayan birden fazla tamlanana bağlanabileceği gibi, bir tamlanan birden fazla
tamlayana da bağlanabilir.
Örnekler:
"Evin bahçesi, odaları, mutfağı o
kadar geniş ki..."
cümlesinde "evin" tamlayan; "bahçesi,
odaları, mutfağı" sözcükleri de tamlanandır.
"Kırların, çiçeklerin, kuşların,
böceklerin neşesi hepimizi coşturmuştu."
cümlesinde "kırların, çiçeklerin,
kuşların, böceklerin" tamlayan; "neşesi" tamlanandır.
Belirli olan ve bilinen bir şeye veya
yere aitlik vardır.
Örnekler:
Öğretmenin
kitabı. (Ali Beyin Kitabı)
Kitap bilinen ve belli olan öğretmene
aittir.
Okulun bahçesi çok
güzel. (Cumhuriyet Lisesinin bahçesi)
Bahçe bilinen ve belli olan okula
aittir.
2. Belirtisiz İsim Tamlaması
Tamlayanın ilgi eki almayıp
tamlananın iyelik eki aldığı tamlamalardır.
Tamlayanın ek almadığı, yalnızca
tamlananın ek aldığı tamlamalara Belirtisiz isim tamlaması denir. Belirtisiz
isim tamlamasında tamlanan -ı, -i, -u, -ü, -sı, -si,
-su, -sü alır.
Bu tür tamlamalarda bir ismin başka
bir isme aitliğinden çok bir nesne ya da kavram ismi oluşturmak esastır.
Örnekler:
"Çocuğun elbisesini alacağız."
cümlesindeki "çocuğun elbisesi"
tamlaması belirtilidir. Bu tamlamada belli bir çocuğa ait elbiseden söz
edilmektedir.
Biz bu tamlamayı,
"Çocuk elbisesi alacağız."
şeklinde söylersek yani "-nın" ekini
kaldırırsak tamlama belirtisiz olur. Bu durumda belli bir kişiye ait elbiseden
değil, genel bir elbise çeşidinden "çocuk elbisesi" nden söz etmiş oluruz.
Belirtisiz isim tamlamalarında
tamlayan tamlananın neden yapıldığını, neye benzediğini bildirebilir:
"Lahana turşusu", "Erik hoşafı",
"Bulgur pilâvı"
Bu tamlamalarda tamlayan tamlanın
neyden yapıldığını bildirir.
"Deve kuşu", "Kılıç balığı", "Küpe
çiçeği"
Bu tamlamalarda ise tamlayan
tamlananın neye benzediğini bildirir.
Belirtisiz isim tamlaması sıfat
göreviyle kullanılabilir.
"El yazması kitaplar şimdi çok
değerli."
cümlesinde "el yazması" belirtisiz
isim tamlamasıdır. Bu tamlama cümlede sıfat göreviyle kullanılmıştır.
Türkçe kitabı / Fizik
kitapları (Tür)
Pirinç
çorbası (Neden yapıldığı)
İzmir
üzümü (Ait olduğu yer)
Dil
peyniri (Neye benzediği)
Temizlik
işçisi (Mesleği)
İstanbul boğazı
(Yer)
3. Zincirleme İsim Tamlaması
Tamlayanın, tamlananın veya her
ikisinin kendi içinde başka bir isim tamlaması olduğu söz öbekleridir.
Zincirleme isim tamlaması, ya
tamlayanı, ya tamlananı, ya da her ikisi de isim tamlaması olan tamlamalardır.
Zincirleme isim tamlamaları en az üç
ismin bir raya gelmesi ile oluşur.
Örnekler:
"Macera romanlarının okuyucusu
çoktur."
cümlesinde "macera romanları"
belirtisiz isim tamlamasıdır. Bu tamlamaya "-nın" ilgi eki eklenmiş ve tamlama
"okuyucusu" tamlananına bağlanmış. Böylece iki tamlama iç içe girmiş ve
zincirleme isim tamlaması olmuştur:
"Saka kuşunun ötüşü çok hoştu."
cümlesinde "saka kuşunun ötüşü" üç
isimden oluşan zincirleme isim tamlamasıdır. Tamlayan "saka kuşu", tamlanan ise
"ötüşü" sözcüğüdür.
Ali’nin babasının işi
Taş duvarın üstü
Bahar mevsiminin güzelliği
4. Takısız İsim Tamlaması (DİKKAT TAKISIZ İSİM TAMLAMASI SIFAT MI İSİM Mİ
OLDUĞUNA KARAR VERİLEMEDİĞİ İÇİN BAZI KAYNAKLARDA SIFAT, BAZI KAYNAKLARDA İSİM
TAMLAMASI OLARAK İŞLENMEKTEDİR!..)
Tamlayanı ve tamlananı ek almamış olan
isim tamlamalarıdır.
Takısız isim tamlamalarında her iki
unsur da ilgi ve iyelik eklerini almaz.
Bu tamlamaları iki grupta
inceleyebiliriz:
a. Bir şeyin neyden
yapıldığını gösterir.
"Boynunda altın kolye vardı."
cümlesindeki "altın kolye" sözü
kolyenin altından yapıldığını gösterir.
"Cam vazo, çelik tencere, deri mont"
tamlamaları da bunlara örnektir.
b. Bir şeyin neye
benzediğini bildirir.
"Altın saçları rüzgârda dalgalanır."
cümlesinde "altın saç" takısız isim
tamlamasıdır. Bu tamlamada "saçlar" altına benzetilmiştir.
"Gül yanak, zeytin göz, tilki
Rıfkı..."
gibi tamlamalar takısız isim
tamlamasıdır.
SIFATLAR, ÇEŞİTLERİ, ÖZELLİKLERİ, KULLANIMLARI, SIFAT TAMLAMALARI (ÖZET ANLATIM)
Adları niteleyen veya belirten
sözcüklerdir. Bir sözcüğün sıfat olabilmesi için adın önüne gelerek onu
nitelemesi veya belirtmesi gerekir.
Yaşlı
adam, pazar çantasını titrek elleriyle tutuyordu.
Yemekte bu masaya dört
kişi oturacak.
Kazancının yarısını fakir
öğrencilere veriyormuş.
Bu cümlelerde “yaşlı” sözcüğü “adam”
adının, “titrek” sözcüğü “el” adının niteliğini gösterdiği için; “bu” sözcüğü
“masa” adını işaret yoluyla, “dört” sözcüğü ise “kişi” adını sayı yoluyla
belirttiği için sıfattır. Son cümlede “fakir” sözcüğü, “öğrenci” adının
niteliğini gösterdiği için sıfattır.
Sıfatın özelliğini verdiği isimle
birlikte kullanılmasına ve birlikte ele alınmasına
SIFAT TAMLAMASI denir.
Yaşlı adam, pazar çantasını
titrek elleriyle tutuyordu.
Yemekte bu
masaya dört kişi oturacak.
Yukarıdaki sıfatla isim birlikte
kullanıldıkları için sıfat tamlaması olmuşlardır.
Sıfatlar, iki ana gruba ayrılır:
1. Niteleme Sıfatları
2. Belirtme Sıfatları
a. İşaret Sıfatı
b. Sayı Sıfatı
- Asıl Sayı Sıfatı
- Sıra Sayı Sıfatı
- Üleştirme Sayı Sıfatı
- Kesir Sayı Sıfatı
c. Belgisiz Sıfat
d. Soru Sıfatı
1. NİTELEME SIFATLARI (NASIL?)
Bir adı; durum, şekil, biçim, renk
yönüyle niteleyen sözcüklerdir. Niteleme sıfatları, ada sorulan “Nasıl?”
sorusunun cevabı olan sözcüklerdir.
Küçük
çocuk bizi görünce yanımıza geldi.
Gökyüzünü aniden kapkara
bulutlar kaplamıştı.
Bu cümlelerde “küçük” ve “kapkara”
sözcükleri, önüne geldiği adların nasıl olduğunu gösterdiği için niteleme
sıfatıdır. Bu sözcüklerin, niteledikleri ada sorulan “Nasıl?” sorusuna cevap
olduklarına dikkat edelim:
Nasıl
çocuk? (küçük çocuk)
Nasıl
bulutlar? (kapkara bulutlar)
Bu yolun sonunda eski bir ev
vardı.
Yol kenarları, kurumuş
yapraklarla doluydu.
Annem, sabahları tatlı bir
sesle bizi uyandırırdı.
Kahvaltıda güzelim böreklerden
bolca yemiştim.
Bu cümlelerde, “eski” sözcüğü, “ev”
adının niteliğini; “kurumuş” sözcüğü, “yaprak” adının niteliğini; “tatlı”
sözcüğü, “ses” adının niteliğini; “güzelim” sözcüğü, “börek” adının niteliğini
gösterdiği için niteleme sıfatıdır.
2. BELİRTME SIFATLARI
Adları işaret, sayı, soru,
belgisizlik yönüyle belirten sıfatlardır.
a. İşaret Sıfatı
Adları işaret yönüyle belirten, onlara
işaret eden sözcüklerdir.
bu, şu, o, öteki, beriki, öbür
Bu
kitabı senin için aldım.
Arkadaşlarım öteki otobüse
binmiş.
Belediye, geçen yıl şu yolu
asfaltladı.
O
dergiyi okudun mu?
Buraya öbür yoldan geldim.
Bu cümlelerde geçen “bu, öteki, şu, o,
öbür” sözcükleri, önündeki adları, işaret yönüyle öteki varlıklardan ayırıp
belirttiği için işaret sıfatıdır.
Uyarı:
İşaret sıfatlarından sonra virgül (,) kullanılmaz. Bu sözcüklerden sonra virgül
(,) kullanılırsa bu sözcükler, zamir (adıl) olur.
O
kitabı daha önce okumuş.
O, kitabı daha önce okumuş.
Bu cümlelerin birincisinde “o” sözcüğü
“kitap” adını belirttiği için işaret sıfatı; ikincisinde “o” sözcüğü bir varlığı
karşıladığı için adıldır.
Uyarı:
“Bu, şu, o, öteki, beriki, öbür” sözcükleri aynı zamanda işaret
zamiridirler. Eğer bu sözcükler, önündeki bir adı işaret ederek belirtiyorsa
işaret sıfatıdır. Adın yerini işaret yoluyla
tutuyorsa işaret zamiridirler.
Bu
ev, çok güzelmiş. (İşaret Sıfatı)
Bu,
çok güzelmiş. (İşaret Zamiri)
Bu cümlelerin birincisinde “bu”
sözcüğü “ev” sözcüğünü işaret ederek belirttiği için işaret sıfatıdır. İkinci
cümlede ise “bu” sözcüğü “ev” adının (bilgi yelpazesi.net) yerini tuttuğu için
işaret adılıdır.
Uyarı:
İşaret sıfatları her zaman yalın halde bulunur. Çekim eki aldığında işaret
zamiri olur.
Annem öteki halıyı yıkamak için
dışarı çıkarmış.
Annem ötekini yıkamak için
dışarı çıkarmış.
Bu cümlelerin birincisinde, “öteki”
sözcüğü “halı” adını işaret ederek belirttiği için işaret sıfatıdır. İkinci
cümlede “ötekini” sözcüğü, “halı” sözcüğü söylenmeden, işaret yoluyla “halı”
sözcüğünün yerine geçtiğinden işaret zamiridir.
b. Sayı Sıfatı
Varlıkların sayılarını gösteren,
onları sayı yönüyle belirten sözcüklerdir.
Asıl Sayı Sıfatı
Varlıkların sayılarını kesin olarak
belirten sözcüklerdir. Ada sorulan “kaç”
sorusunun cevabıdır.
Üç
gün önceki toplantıya altı kişi katılmış.
Babam bir ay sonra yurtdışından
gelecek.
Bu cümlelerde “üç, altı, bir”
sözcükleri, “gün, kişi, ay” adlarının sayısını belirttiği için, asıl sayı
sıfatıdır.
Sıra Sayı Sıfatı
Varlıkların sırasını gösteren
sözcüklerdir. Sayılara “-ncı, -nci, -ncu, -ncü” ekleri getirilerek oluşturulur.
Ada sorulan “kaçıncı” sorusunun cevabıdır.
Bu derste on beşinci sayfayı
okuyacağız.
Sınavdaki yedinci soruyu
çözememiş.
Bu cümlelerde “on beşinci, yedinci”
sözcükleri “sayfa, soru” adlarının sırasını belirttiği için, sıra sayı
sıfatıdır.
Üleştirme Sayı Sıfatı
Varlıkları sayıca bölümlere ayıran,
paylaşma anlamı veren sözcüklerdir. Sayılara “-er, -ar” eki getirilerek
oluşturulur. Ada sorulan “kaçar” sorusunun
cevabıdır.
Sınavda her branştan onar soru
soruldu.
Öğrencilerden altışar kitap
okumaları istendi.
Bu cümlelerde “onar, altışar”
sözcükleri, “soru, kitap” adlarının paylara ayrıldığını belirttiği için,
üleştirme sayı sıfatıdır.
Kesir Sayı Sıfatı
Varlıkların parçalarının, bütüne olan
oranlarını gösteren sıfatlardır.
Şirketin üçte iki hissesi ona
aitmiş.
Bir öğünde yarım ekmek yiyordu.
Bu cümlelerde “üçte iki, yarım”
sözcükleri, “hisse, ekmek” adlarının bütüne olan oranlarını belirttiği için,
kesir sayı sıfatıdır.
c. Belgisiz Sıfat
Adları belirtirken kesinlik
bildirmeyen sıfatlardır.
bir, birkaç, birçok, çoğu, kimi, bazı, bütün, tüm, başka, birtakım, her, hiçbir,
herhangi…
Elbet bir gün sen de anlarsın
beni.
Bu konuyla ilgili birkaç kitap
okumuştum.
Bu cümledeki “bir, birkaç” sözcüğü
“gün, kitap” adını, sayı yönüyle; ama kesin olmayacak biçimde belirtmiştir.
Dolayısıyla, “birkaç” sözcüğü belgisiz sıfattır.
İçerideki bazı masaları
dışarıya taşıyalım.
Sanatçı, birçok tablosunda
İstanbul’u konu ediniyor.
Yazarın başka romanlarını da
okudum.
Hiçbir
öğrenci öğretmenini üzmek istemez.
Lisedeyken, okuduğum her
kitabın özetini çıkarırdım.
Bu cümlelerde “bazı” sözcüğü, “masal”
adını; “birçok” sözcüğü, “tablo” adını; “başka” sözcüğü, “roman” adını; “hiçbir”
sözcüğü, “öğrenci” adını; “her” sözcüğü, “kitap” adını kesinlik bildirmeden
belirttiği için belgisiz sıfattır.
Uyarı:
“Kimi, çoğu ” sözcükleri, hem belgisiz
zamir hem belgisiz sıfat olarak kullanılabilir.
Fuarda kimi kitaplar pahalı,
kimi ise ucuzdu.
Bu cümlede, birinci “kimi” sözcüğü
“kitaplar” sözcüğünü belirttiği için belgisiz sıfattır; ikinci “kimi” sözcüğü
ise, kitapların yerini tuttuğu için belgisiz adıldır.
Çoğu
öğretmen törene yetişemedi; ama öğrencilerin çoğu törene katıldı.
Bu cümlede, birinci “çoğu” sözcüğü
“öğretmen” sözcüğünü belirttiği için belgisiz sıfattır; ikinci “çoğu” sözcüğü
ise, öğrencilerin bir kısmının yerine geçtiği için belgisiz adıldır.
Uyarı:
“Bir” sözcüğü, hem belgisiz sıfat hem sayı
sıfatı olarak kullanılabilir. “Bir” sözcüğünün yerine başka sayı
getirilebiliyorsa, “bir” sözcüğü sayı sıfatıdır.
“Bir haftada iki kitap okumuş.”
Bu cümledeki “bir” sözcüğü,
sayı sıfatıdır; çünkü yerine “iki” veya “üç” gibi
başka bir sayı getirilebilmektedir.
“Ali, dürüst bir insandır.”
Bu cümlede “bir” sözcüğünün yerine
başka bir sayı getirilememektedir; çünkü bu cümlede “bir” sözcüğü “herhangi
bir” anlamına gelmektedir ve belgisiz sıfattır.
d. Soru Sıfatı
Adları soru yoluyla belirten, yani
adları anlamca tamamlayan soru sözcükleridir. Soru sıfatlarının cevabı yine
sıfattır.
Unutmayın:
Soru sıfatı isimden hemen
önce gelir.
nasıl, kaç, kaçıncı, kaçar, hangi, ne kadar, ne
Sen, tatilde kaç kitap
okumuştun?
Bu cümlede, “kaç” soru sözcüğünün
“kitap” adını belirttiğini görüyoruz. Bu soru sözcüğüne verilebilecek “beş
kitap” cevabının sıfat olması, bize, bu soru sözcüğünün de sıfat olduğunu
gösterir.
Hangi
yoldan gitmemizi tavsiye ediyorsun?
Bu cümlede, “hangi” soru sözcüğünün
“yol” adını belirttiğini görüyoruz. Bu soru sözcüğüne verilebilecek “şu yol”
cevabının sıfat olması, bize, bu soru sözcüğünün de sıfat olduğunu gösterir.
Köyde nasıl bir evde
oturuyordunuz?
Orada ne kadar para harcamış?
Vergi dairesi, binanın kaçıncı
katında bulunuyor?
Arkadaşların bize ne gün
gelecek?
Bu oyunda takımlar kaçar
kişiden oluşuyor?
Bu cümlelerde geçen “nasıl, ne kadar,
kaçıncı, ne, kaçar” sözcükleri; önündeki sözcükleri soru yönüyle belirttiği ve
bu sözcüklere verilen cevaplar sıfat olduğu için soru sıfatıdır.
Uyarı:
“Hangisi, kaçı” soru adıllarıyla “hangi,
kaç” soru sıfatlarını birbirine karıştırmamak gerekir.
Hangi
soru daha zordu? Hangisi daha zordu?
Bu cümlelerde “hangi” sözcüğü “soru”
adını belirttiği için soru sıfatı; “hangisi”
sözcüğü, bir adın yerini soru yoluyla tuttuğu için soru
zamiridir.
Kaç
öğrenci gelmedi.
Öğrencilerin kaçı gelmedi.
Cümlelerde “kaç” sözcüğü “öğrenci”
adını belirttiği için soru sıfatı; “kaçı”
sözcüğü, bir sayı adının yerini soru yoluyla tuttuğu için
soru zamiridir.
Uyarı:
Sıfatlar, zamirleri de niteleyebilir.
Ahmet, gerçekten dürüst
birisidir.
O, her zaman deneyimli
kimselerle çalışır.
Bu cümlelerin birincisinde “dürüst”
sıfatı “birisi” adılını nitelemektedir. İkinci cümlede “deneyimli” sıfatı,
“kimse” adılını nitelemektedir.
Uyarı:
İlgi eki (-ki), yer ve zaman bildiren sözcüklerden sonra gelip eklendiği
sözcüğü sıfat yapar.
Sınıftaki
öğrenciler dışarı çıkmış.
Yarınki
sınava hazır mısın?
Bu cümlelerde “sınıf” sözcüğü, ilk
önce bulunma durumu (-de, -da, -te, -ta) ekini alıp ardından sıfat yapan “-ki”
ekini alarak önündeki “öğrenciler” adını; “yarın” sözcüğü, sıfat yapan “-ki”
ekini alarak önündeki “sınav” adını belirttiği için sıfat görevindedir.
ADLAŞMIŞ SIFATLAR
Niteleme sıfatları, çekim eki alarak
veya almadan niteledikleri ismin yerini tutacak şekilde kullanılabilir.
Bu sözcüklere “adlaşmış sıfat” denir.
İhtiyar adam
yine parkta oturuyordu.
İhtiyar, yine parkta oturuyordu.
Birinci cümlede “ihtiyar” sözcüğü,
“adam” adını niteleyen bir niteleme sıfatıdır. İkinci cümlede ise, “ihtiyar
adam” tamlamasındaki “adam” sözcüğü düşmüş, “ihtiyar” sözcüğü hem adın yerine
geçmiş hem nitelik bildirmiştir, yani adlaşmış sıfat olmuştur.
Manav, kasalardaki
çürükleri çöpe atıyordu.
Bu cümlede “çürükleri” sözcüğü,
“meyve” adını nitelerken, çekim eki alarak hem “meyve” adının yerine geçmiş hem
de nitelik bildirerek adlaşmış sıfat olmuştur.
Öğretmenimiz bu görev için sınıftan
gönüllüler seçti.
Bu cümlede “gönüllüler” sözcüğü,
“öğrenci” adını nitelerken, çekim eki alarak hem “öğrenci” adının yerine geçmiş
hem de nitelik bildirerek adlaşmış sıfat olmuştur.
Bizim kurnaz
yine birisini kandırmış.
Bu cümlede “kurnaz” sözcüğü, bir
kişiyi nitelerken, çekim eki almadan hem nitelediği kişinin yerine geçmiş hem de
nitelik bildirerek adlaşmış sıfat olmuştur.
Uyarı:
Türkçede meslek adları ve bazı adlar, sıfat olarak kullanılabilir. Bu
sözcükleri, adlaşmış sıfatlarla (bilgi yelpazesi.net) karıştırmamak gerekir.
Yönetici insanlar,
insan ilişkilerinde başarılıdır.
Yöneticiler, insan ilişkilerinde
başarılıdır.
Bu cümlelerin birincisinde “yönetici”
sözcüğü, “insanlar” adını nitelediği için sıfat görevindedir. İkinci cümledeki
“yöneticiler” sözcüğü ad olarak kullanılmıştır; ama adlaşmış sıfat değildir.
Futbolcular, disiplinli kişilerdir.
Yarın ailece
yazlığa gideceğiz.
Bu cümlelerde geçen “futbolcu, yazlık”
sözcükleri gerektiğinde sıfat olabildiği halde (futbolcu kişiler, yazlık ev) bu
cümlede ad olarak kullanılmıştır; ama adlaşmış sıfat
değildir.
Uyarı:
Adlaşmış sıfattan sonra bir ad geldiğinde anlam karışıklığı ortaya çıkıyorsa bu
adlaşmış sıfattan sonra virgül (,) getirilir.
Hasta, çocuğu yanına çağırdı.
Bu cümlede “hasta” sözcüğü bir kişiyi
karşılayarak adlaşmıştır. Bu sözcükten sonra “çocuk” adı geldiğinde virgül
konulmazsa “hasta” sözcüğü “çocuk” adının sıfatı olmaktadır. Bu yüzden “hasta”
sözcüğünün adlaşmış sıfat olması için bu sözcükten sonra virgül (,) konmalıdır.
UNVAN SIFATLARI
Kişilerin meslek, rütbe, makam gibi
sosyal statülerini belirten sözcüklerdir. Unvan sıfatları, adların önüne de
sonuna da gelebilir.
Yüzbaşı Cemil, Hakkı Çavuş, Hatice Teyze, Naciye Hanım…
Dün Doktor Kemal Bey
bize geldi.
Bu cümlede “Doktor, Bey” sözcükleri;
beraber kullanıldıkları “Kemal” özel adını belirttiği için unvan sıfatıdır.
Ayşe Hemşire, hastalarla
yakından ilgilendi.
Bu cümlede “Hemşire” sözcüğü; beraber
kullanıldığı “Ayşe” özel adını belirttiği için unvan sıfatıdır.
Uyarı:
Özel adla birlikte kullanılmayan unvan sözcükleri, küçük harfle başlar ve unvan
sıfatı görevinden çıkar.
Dün doktor, hastaneye uğramamış.
Bu cümlede “doktor” sözcüğü özel bir
adla birlikte kullanılmadığı için unvan sıfatı değildir ve bu yüzden küçük
harfle başlar.
Uyarı:
Özel bir adla kullanılan; ama akrabalık ilişkisi belirten unvan sözcükleri,
küçük harfle başlar ve unvan sıfatı görevinden çıkar.
Salih, bugün Ayşe teyzesine
gidecekmiş.
Bu cümlede “teyze” sözcüğü özel bir
adla birlikte kullanıldığı halde akrabalık anlamı taşıdığı için unvan sıfatı
değildir ve bu yüzden küçük harfle başlar.
KÜÇÜLTME SIFATLARI
Sıfat olan sözcüğün anlamında küçültme
ya da daralma, “-cik,-ce, (-ı)msı, (-ı)mtırak”
ekleri ile yapılır.
Bu eklerin getirilmesi ile oluşan
sıfatlara küçültme sıfatları denir.
“Küçük bir evleri vardı.”
cümlesinde “küçük” sıfattır ve
kendinden sonra gelen ismin niteliğini belirtmektedir.
“Küçücük evleri vardı.”
cümlesinde “-cik” eki almış “küçücük”
sözcüğü de niteleme sıfatıdır. Buradaki “küçücük” sözcüğün “küçük” sözcüğünden
farkı, eklendiği ismin anlamında küçültme yapmış olmasıdır.
Küçük ev – küçücük ev
“Ekmek ayvasının ekşimsi bir
tadı vardı.”
“Üzerine mavimtırak bir ceket
giymişti.”
“Masada kalınca bir kitap
duruyordu.”
Yukarıdaki cümlelerdeki koyu renkli
sözcükler küçültme sıfatıdır.
PEKİŞTİRME SIFATLARI
Sıfatlarda pekiştirme, yani anlamın
kuvvetlendirilmesi iki şeklide yapılır:
1. Yol:
Sıfat olan sözcüğün ünlüye kadarki ilk hecesi alınır, daha sonra “m,
p, r, s” harflerinden uygun olanı getirilir. En son da sıfat olan
sözcük tekrar yazılır.
“temiz” sözcüğü üzerinde uygulayalım:
Te
– r – temiz = tertemiz
“Çocuklar bembeyaz elbiseler
giymişlerdi.”
“Dümdüz yolda ilerliyorduk.”
“Şöyle yemyeşil çimenlerin
üzerine uzansam!”
cümlelerinde koyu renkli sözcükler
pekiştirme sıfatıdır.
2. Yol:
Sıfat olan sözcüğün tekrar edilmesi ile
yapılır. Örneğin “çeşit” sözcüğünü ele alalım. Bu sözcük tekrar ederek bir ismi
nitelediğinde pekiştirme sıfatı olur:
“Çeşit çeşit meyveler vardı
masada.”
Bu cümlede koyu renkli sözler
pekiştirme sıfatıdır.
“Bahçede uzun uzun ağaçlar
vardı.”
“Derin derin ırmaklar aşarak
geldik.”
cümlelerindeki koyu renkli sözler
pekiştirme sıfatıdır.
DERECELENDİRME SIFATLARI
Sıfatlarda derecelendirme “pek,
çok, daha, en…” gibi sözcüklerle yapılır.
“Kardeşin onlardan
daha akıllı biri.” cümlesinde “daha” sözcüğü
üstünlük,
“En
güzel kitap buydu.” cümlesinde “en” sözcüğü en üstünlük,
“Çok
güzel çiçekleri vardı.” cümlesinde “çok” sözcüğü aşırılık anlamı katmıştır.
Diğer Türkçe Notları, Testleri ve Videoları için Tıklayınız