Türkçe Paragraf Soruları Test 8
Bu testimizde kısa paragraf soruları, paragraf soruları ve çözümleri, paragraf soruları kpss, paragraf test çöz, paragraf ile ilgili test indir gibi konuları ele alacağız.
PARAGRAFTA ANLAM İLE İLGİLİ TEST SORULARI -8
1.
Yabancı dillerin etkisinin artması, Türkçenin söz varlığını, söz dizimi
özelliklerini olumsuz yönde etkiliyor. Divan Oteli demek dururken Hotel Divan,
Marmara Oteli demek dururken The Marmara demek, Türkçenin sözdizimi
özelliklerini zorlamaktır. Son zamanlarda bir de çeviri yoluyla anlatım türü
ortaya çıktı. Sözler Türkçe, ama anlatım kalıbı yabancı kaynaklı... Doğru
olmayan bu kullanışlar da yaygınlaşıyor: Çay içmek, kahve içmek yerine çay
almak, kahve almak; özür dilerim yerine üzgünüm gibi kullanışlar bunlara sadece
birkaç örnek. Türkçenin yapısına ve mantığına aykırı bu yanlışlardan kurtulmamız
gerekiyor.
Böyle düşünen bir yazar aşağıdakilerden hangisini söylemiş olamaz?
A) Türkçenin yabancı dillerin etkisinden kurtulmalıdır.
B) Yanlış kullanımlar dilimize zarar verir.
C) Bazı anlatım kalıpları olduğu gibi çevrilmemelidir.
D) Dilimizin kurallarına aykırı kullanımlardan kurtulmamız
gerekir.
E) Yabancı kaynaklı kullanımlar bir dilin zenginliğinin
göstergesidir.
2.
Halit Ziya, eserlerinde insani değerleri esas aldığı için onun eserlerindeki
kahramanlar insanı her yönüyle adeta kuşatır. Toplumun her kesiminden seçilen
kahramanlar, yüzeysel bir şekilde tanıtılmaz. Yazar, kahramanlarının mizacı ve
psikolojileri üzerinde yoğunlaşarak onların iyiye ya da kötüye doğru yönelişini
tarafsız bir şekilde verir. Bunu yaparken de toplum gerçeklerini göz ardı etmez
ve toplum gerçeklerini olduğu gibi yansıtmaya çalışır.
Yukarıdaki paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yazar, kahramanlarını gerçekçi bir şekilde tanıtmıştır.
B) Yazar, kahramanlarını tanıtırken onların ruhsal yönleri
üzerinde de durmuştur.
C) Halit Ziya’nın eserlerinde toplumun her kesiminden insana
rastlamak mümkündür.
D) Yazar, kahramanlarını tanıtırken yan tutmaz.
E) Halit Ziya’nın kahramanları ya tam iyidir ya da tam kötüdür.
3.
Alman dilinin gelenekçi söyleyiş kurallarının dışına çıkan Nietzsche, yazılarını
bir şiir uyumu içinde yazar, aklından geçeni yazıya dökerken dil bilgisi
kurallarını bir yana iter; aforizmalar şeklinde yazdığı eserlerinin büyük kısmı
imalarla, düşüncelerine dair ipuçları ile doludur. Olumlu başladığı bir cümleyi
ya da paragrafı olumsuz bitirir ya da olumsuz başlar, olumlu bitirir. Alaycı,
iğneleyici bir anlatımı vardır.
Yukarıdaki paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yazar dil bilgisi kurallarına uymamıştır.
B) Yazılarında şiir uyumu görülmektedir.
C) Gelenekçi söyleyiş kurallarının dışına çıkmıştır.
D) Yazılarının gidişatında istikrarlı davranmıştır.
E) Anlatımında kendi düşüncelerini de vurgulamıştır.
4.
Türk kültür hayatındaki son onon iki yıllık gelişme cumhuriyetin kuruluşundan
sonra yapılan reformlardan hız almıştır. Tanzimat döneminin reformlarıyla
başlayan dönem Türkiye’de Doğu İslam müesseseleriyle Avrupa’dan müesseselerin
yan yana yaşadıkları bir geçiş dönemidir. Cumhuriyetin kuruluşuyla girişilen
reformlar ise, Osmanlı İmparatorluğu’nun mirası olan ikililiğe son vermiş,
Türkleri kesin olarak batı kültürü ve medeniyeti çevresine sokmuştur.
Yukarıdaki paragraftan “Türk kültür hayatı”yla ilgili aşağıdakilerden hangisine
ulaşılabilir?
A)Cumhuriyet döneminde yapılan reformlar bazı
alanlarda ikililiğe yol açmıştır.
B)Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana DoğuBatı kültür
öğeleri bir arada devam etmiştir.
C)Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimat’tan sonra ikililik
yaşanmıştır.
D)Türkiye’de yaşanan ikililik Türklerin batı kültürü ve
medeniyeti çevresine girmesini zorlaştırmıştır.
E) Kültür hayatımızdaki gelişmeler cumhuriyetten
sonraki reformların sayesinde olmuştur.
5.
Çağdaşları arasında en büyük şairdi Atilla İlhan. Kendi alanında bir virtüözdü.
Ama artık yok! Şiirlerindeki serbestlik, rahatlık ve ne olursa olsun doğruluk…
Çoğu şairde göremeyeceğimiz bir üslup… Lise sıralarına yazılan iki satırı, şiir
diye okuyan toplumumuzda bu ne büyük acıdır(!) Allah’ın rahmeti üzerine olsun...
Yukarıdaki parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A.Şair Türk edebiyatının en büyük şairiydi.
B.Doğruluktan yana olan bir şairdi.
C.Üslubu birçok şairden farklıdır.
D.Toplumumuzda şairin değeri bilinmemiştir.
E.Kendi alanında önde gelen bir şairdir.
6.
Türkçenin şu andaki en önemli sorunu, dildeki yabancı öğelerin artmasıdır. Her
dilde yabancı kökenli söz vardır. Hiçbir dil saf değildir. Türkçe de pek çok
dile söz vermiş, pek çok dilden söz almıştır. Türkçenin verdiği sözler de
vardır. Bunlardan en ilgi çekici olanı son zamanlarda dilimize giren kiosk’tur.
Bu söz Türkçeden İngilizceye geçen köşk sözüdür. İngilizcede kiosk biçimine
dönüşmüş ve bizim sözümüz bu defa farklı bir anlamda karşımıza çıkmıştır.
Dildeki yabancı sözlerin bir ölçüsü olmalıdır. Bu ölçü dilin kimliğini bozacak
derecede olmamalı dır.Dil gerek duyduğu sözleri, karşılık bulunmaması durumunda
yabancı dillerden aynen veya ses değişikliğine uğratarak alır.
Yukarıdaki paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A.Türkçeden yabancı dillere sözcükler verilmiştir.
B.Dilimize giren sözcükler dilimizin yapısını bozacak derecede
olmamalıdır.
C.Yabancı dillere geçen sözcükler değişime uğrayarak tekrar
karşımıza çıkmıştır.
D.Dilimize yabancı sözcükler girmemelidir.
E.Yabancı sözcük kullanmayan hiçbir dil yoktur.
7.
Klasik sözcüğü, üzerinden çok zaman geçtiği halde değerini yitirmeyen, türünde
örnek olarak gösterilen eserler için kullanılır. Klasikler, edebiyatı edebiyat
yapan gerçek değerlerdir. Böyle önemli eserlerin sahnelenmeleri çok dikkatli bir
çalışma gerektirir. Eserin özüne, ruhuna, geçtiği çağa, metinde yaratılan
atmosfere ve dil yapısına sadık kalmak esastır. Klâsikler çinko, kalay, bakır
değildir, onlar altındır, 24 ayar altın. Altına altın muamelesi yapmak ve
meseleye bir sarraf hassasiyetiyle yaklaşmak gerekir.
Yukarıdaki paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir.
A.Klasik eserler kalıcı eserlerdir.
B.Klasikler edebiyatın temel taşlarıdır.
C.Klasik eserler sahneleneceği zaman eserin genel yapısının
bozulmamasına dikkat edilmelidir.
D.Günümüzdeki klasikler gelecekte de varlığını sürdüreceklerdir.
E.Klasikler değerlendirmeye alınırken çok hassas davranılmalıdır.
8.
Dil değişimine inananlar, ona yürekten katılanlar; evimizde oturup düzgün
uyaklı, Nedim ağzından gazeller yazarak kendimizi ve iki üç bağımlıyı
eğlendirmek hevesinde değiliz. Bizim bütün düşüncemiz, derisi katılaşmış eline
sapanını tutan, çatlak topuklu, çorapsız ayağıyla Türk topraklarının göbeğine
basan yurttaşlarımızın söylediğini anlamak, istediğini yapmak, yapmasını
istediğimizi ona kolayca anlatmaktır.
Böyle söyleyen bir yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Nedim ağzından gazeller yazmak istemektedir.
B) Halkın kendisini kolayca anlamasını istemektedir.
C)Dilin değişiminin halkı zor durumda bıraktığını düşünmektedir.
D.Halkın üst tabakasına seslenmeyi yeğlemektedir.
E.Dilin değişmemesi taraftarıdır.
9.
Kadınların gerçek yüzünü saklayıp makyaj yapmalarını modern toplumun, çağdaş
insanın kadın üzerindeki baskısı olarak görüyorum. Bu baskı altında kadınlar hep
kendini saklamak, kendini insanlara beğendirmek zorunda kalmıştır. Kadınların bu
baskıdan kurtulması, ancak toplumun kadına bakış açısının değişmesiyle mümkün
olacaktır.
Yukarıdaki paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Toplumsal bir sorun olan makyaj, kadınları toplumda küçük
düşürmektedir.
B) Kadınlar, makyaj yaptıklarında kendilerini daha güzel
hisseder.
C) Makyaj yapımıyla toplumsal anlayış arasında bir bağ vardır.
D) Eski çağlardan bu yana toplum, kadınlar her zaman ön planda
olmuştur.
E) Kadın gerçekten güzelse onun makyaj yapmasına gerek yoktur.
10.
Batılılaşmak Osmanlı’dan miras kalan ve Türkiye’nin de bir türlü dindiremediği
iki yüzyıllık bir sancı. İçinde bulunduğumuz günler, bu sancıyı azaltmak için en
somut adımların atıldığı bir tarihsel dilime rastlıyor. Avrupa Birliği’ne
katılmak
amacıyla peş peşe uyum yasaları çıkarıldı, yıllardır yaşadığımız antidemokratik
uygulamaları kınayanlar Avrupa Birliği taraftarlarının katılımıyla artıyor,
Türkiye’de Avrupa Birliği’nin getireceği ekonomik artılar ve eksiler
tartışılıyor. 3 Ekim’den sonra müzakerelerin başlamasıyla ve tam üyelik
vizesinin alınmasıyla her şey su yüzüne çıkacaktır.
Yukarıdaki parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Batılılaşma yalnızca Türkiye’nin sorunu değildir.
B) Günümüzde Avrupa Birliği için bazı adımlar atılmaktadır.
C) Avrupa Birliği’nde Türkiye’nin tam üyeliğinin artıları ve
eksileri tartışılmaktadır.
D) Batılılaşma süreci iki yüz yıl öncesine dayanmaktadır.
E) Avrupa Birliği taraftarları Türkiye’deki antidemokratik
uygulamaları kınamaktadır.
11.
Zavallı Osmanlıca! Ne kadar kolay yıkılıp gitti. Selanik’te başlayan, kökenini
halkın dil bilincinde ve konuşma dilinde bulan sade lisan akımı, beslenip
gelişerek, yirmi yılda Osmanlıcayı tahtından indirdi. Yüzyıllar içerisinde
oluşmuş bir yazı dilinin bu kadar kolaylıkla ortadan kalkması üzerinde yeterince
durulduğunu, bu olgunun yeterince incelendiğini sanmıyorum.
Yukarıdaki paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Osmanlıca kısa bir süre içerisinde ortadan kalkmıştır.
B) Sade dil akımı konuşma diline yakındır.
C) Osmanlıca çok geniş bir coğrafyada kullanılmıştır.
D) Osmanlıcanın oluşumu kısa bir zaman almıştır.
E) Osmanlıcanın yıkılması üzerinde fazla durulmamıştır.
12.
Az gelişmiş milletlerin geri kalma sebepleri incelendiğinde, insanlarının milli
ve çağdaş ihtiyaçlara göre eğitilmemiş olduğu görülür. Gelişmiş milletlerin gücü
ekonomi, endüstri ve ticaretteki başarılarından çok eğitilmiş, vasıflı iş
gücünden ileri gelir. Çünkü maddi güçler bir gün kaybedilebilir. Onun için bir
ulusun yaptığı en iyi yatırım eğitime yaptığı yatırımdır.
Böyle düşünen bir yazara göre bir milletin gelişmesi aşağıdakilerden hangisine
bağlıdır?
A) Gelişmiş milletlerle iyi ilişkiler kurulmasına
B) Ticarette yeni atılımlar yapılmasına
C) Ekonomik alanda reformlara
D) Eğitim seviyesinin yükseltilmesine
E) Sanayileşme hızının arttırılmasına
13.
Türk cumhuriyetlerinde, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra yeni bir süreç
başlamıştır. Beş Türk cumhuriyeti bağımsız olmuş, diğerleri de daha serbest
hareket edebilme imkânlarına kavuşmuştur. Nitekim bunun etkisi de kısa zamanda
görülmeye başlanmıştır. 1991’de Azerbaycan, 1993’te Türkmenistan ve Özbekistan,
1994’te de Karakalpakistan Lâtin alfabesine geçme kararı almıştır. Bu ülkelerde
yeni alfabeye geçiş kademeli olarak uygulamaya konmuştur. Diğer yandan Kırım
Türkleri ile Gagavuzlar da Lâtin alfabesine geçerek bazı süreli yayınlarını yeni
alfabeyle basmaya başlamışlardır.
Yukarıdaki paragrafta aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Bazı Türk cumhuriyetleri serbest hareket etme imkânına
kavuşmuştur.
B) Latin alfabesine geçiş bu devletlerin daha kolay edebi ürünler
ortaya koymasını sağlamıştır.
C) Bazı ülkelerde yeni alfabeye geçiş aşamalı olarak uygulamaya
konmuştur.
D) Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra bazı Türk
cumhuriyetleri bağımsız olmuştur.
E) Sovyetler Birliğinin dağılması Türklerin yeni alfabeye geçişi
için bir fırsat olmuştur.
14.
Gelenekler, bireysel yaratıcılık, grup farklılaşması ya da değişen koşullara
uyarlanma zorunluluğundan ileri gelen değişme dinamiği ile çatışır. Bu durum
nesil farklılaşmasına neden olur. Ama aynı zamanda da değişimle uzlaşır. Çünkü
gelenekler değişmeyi, gecikmeli de olsa, giderek özümler. Bugünün değişimleri,
yarının gelenekleri olur.
Yukarıdaki paragrafta “gelenek” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Geleneklerin değişimle çatışması nesiller arası kopukluğa
neden olabilir.
B) Gelenekler de zamanla değişebilir.
C) Değişimin başlıca nedenleri yaratıcılık ve farklılaşmadır.
D) Gelenekle değişim bazı noktalarda zıt düşebilir.
E) Gelenekler değişen koşullara çabuk uyum sağlar.
15.
Bilimde, teknolojide yaşanan gelişmeler dile de yansır. Yeni kavramlara, yeni
ürünlere dilimizin kaynaklarından yararlanarak karşılık bulmamız gerekir. Türkçe
söz köklerinden işlek eklerle yapılan yeni türetmelerle dilin söz varlığı
zenginleştirildiği gibi, aynı yolla dile kazandırılacak terimlerle Türkçenin
bilim dili olarak gelişmesine katkıda bulunmuş olacağız. Aksi halde dilimiz
yabancı dillerin baskısı altında kalarak benliğini yitirir. Benliğini yitirmiş
bir dilin milleti de yok olmaya mahkumdur. Bu konuda aydınlara ve özellikle dil
araştırmacılarına büyük görevler düşmektedir.
Böyle düşünen bir yazar aşağıdakilerden hangisini söylemiş olamaz?
A)Teknoloji ve dil ilişkisi göz ardı edilemez.
B) Yapılan yeni türetmeler dilimizi zenginleştir
C) Teknolojinin yeni ürünlerine Türkçe karşılıkların bulunması
Türkçenin bilim dili olmasını sağlar.
D) Bilim dili olan Türkçenin yeni kelimeler türetmesine gerek
yoktur.
E) Teknolojiye paralel olarak yeni kelimeler türetmek dilimizi
yabancı dillerin baskısından kurtaracaktır.
CEVAP ANAHTARI
1.E 2.E 3.D 4.C
5.A 6.D 7.D 8.B 9.C
10.C 11.D 12.D 13.B 14.E 15.D
Diğer Türkçe Notları, Testleri ve Videoları için Tıklayınız