Türkçe Paragraf Soruları Test 9
Bu testimizde kısa paragraf soruları, paragraf soruları ve çözümleri, paragraf soruları kpss, paragraf test çöz, paragraf ile ilgili test indir gibi konuları ele alacağız.
PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE, TEST SORULARI, PARAGRAFIN ANA DÜŞÜNCESİNİ, YAN
DÜŞÜNCESİNİ, YARDIMCI DÜŞÜNCESİNİ BULMA 1
1.
Türk edebiyatında roman türü 19. yüzyılın ortalarında görülür. Tarih, efsane,
masal, halk hikayeleri gibi geleneksel anlatı türlerimizden ayrı, yeni bir tür
olarak ortaya çıkmıştır. Bu türün asıl vatanı Avrupa’dır. Edebiyatımızda köklü
bir geleneği yoktur. Türk romancılığı çeviri ve taklitle işe başlamış ve uzun
süre Avrupa’yı örnek almıştır.
Yukarıdaki paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Türk edebiyatında
romanın geleneksel anlatı türlerimizden farklı yeni bir tür olduğu.
B) Romanın
edebiyatımızda efsane, masal gibi geleneksel anlatı türlerimizin devamı olarak
geliştiği.
C) Türk edebiyatında 19.
yüzyıldan önce roman türünün bulunmadığı.
D) Asıl vatanı Avrupa
olan roman türünün edebiyatımızda köklü bir geçmişe sahip olmadığı.
E) Türk romancılığının
çeviri ve taklitle işe başladığı ve Avrupa’yı örnek aldığı.
2.
Dil konusunda toplumun dikkatli ve bilinçli olması şarttır. Eğitimin, anadilini
en iyi verecek biçimde belirlenmesi toplumun bilinçlenmesine katkıda bulunur.
Bir toplumun kendine güvenmesinin ilk kuralı da diline sahip çıkmasıdır. Düşünce
ile dil, düşünce ile üretim ve yaratıcılık arasındaki bağı kuramadan, üretici
olmadan yol alınamaz.
Yukarıdaki parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Toplumun dil
konusunda bilinçlenmesinin eğitimle sağlanacağına
B) Diline sahip çıkan
toplumun özgüvene sahip olacağına
C) Dil ve düşünce
arasında bağ kuramayan toplumun gelişemeyeceğine
D) İnsanın dil
bilincinin önce ailede sonra okulda kazanıldığına
E) Toplumun dil
konusunda bilinçli ve dikkatli olmasının şart olduğuna
3. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olabilecek niteliktedir?
A) İnsanların nasıl bir
hayat yaşadıklarını anlatmak romanların vazgeçilmez konularından biridir.
B) Çünkü kahraman
sözcüğü olumsuz yönleri ağır basan kişilere pek fazla yakışmaz.
C) Ayrıca, her bir
karakterin, yazarın bire bir kendisi olmadığının da farkında olmak zorundayız.
D) İlk romanlarından
çoğunun dünya edebiyatının en seçkin örneklerinden olması tesadüf değildir.
E) Böyle olunca yazar,
gerçek hayatta karşılaşılması mümkün olmayan karakterler yaratmaya başlamıştır.
4.
Karikatür toplumsal bir olgudur. Karikatür sanatçısı, kahramanlarının
özelliklerini çevresinden almaktadır ve bu ilhamla sanatına işlemektedir. Bunun
sonucunda insanların psikolojik durumlarına inerek bir bütüne, bir kitleye
seslenmeyi amaçlamaktadır. Bu açıdan karikatür, bir kitle iletişim aracıdır.
Yukarıdaki parçanın temel konusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Karikatürün toplumsal
işlevi
B) Karikatür
sanatçısının kaynakları
C) Karikatürün
evrenselliği
D) Karikatür
sanatçısının topluma bakışı
E) Toplumun karikatürü
değerlendirişi
5.
Küçük bir olay, anılar veya bir şeylerden duygulanmış bir insan hikâyemi
oluşturuverir. Öyküye başladığım ilk yıllarda “bizim insanımızı yazıyorum”
gibilerden kocaman lâflar ettiğim olmuştur. Ama aslında ben, bende olan bir şeyi
yazıyorum ya da bende olan bir şeyi yazmak istiyorum; buna çatışmalar, bendeki
kavgalar, bendeki mutluluklar, bendeki yalnızlıklar, bendeki arayışlar
diyebilirim.
Yukarıdaki paragrafta yazarın asıl anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hikâyesini küçük
denilebilecek şeylerin üzerine kurduğu
B) Gençliğindeki bazı
düşüncelerinin hata olduğunu anladığı
C) Hikâyelerinde
kendisini kendisinde olanlarla anlatmak istediği
D) Hikâyenin temelde
insanı ye toplumu anlatma işi olduğu
E) Hikâyenin, yalnızca
yazarın kendi içindeki çelişkileri anlatmak olduğu
6.
Öykülerimin konularını genellikle gerçek hayattan seçerim. Beni etkileyen her
şey, bir olay, bir çift göz, bir tavır, bir değişim öykünün konusu olabilir. Ama
hemen yazmam. Konuyu haftalarca, aylarca kafamda taşır, eklemeler, çıkarmalar
yapar, nereden başlayacağıma, neleri hangi sırayla nasıl anlatacağıma karar
verir, öyküyü, kafamda tamamladıktan sonra oturur yazarım. Yazıya dökme işi çok
uzun sürmez.
Kendisini yukarıdaki gibi anlatan bir yazar için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Hayatta görülen her
şeyden öykü konusu çıkarabilen biridir.
B) Öyküyü önce kafasında
olgunlaştırıp sonra yazan biridir.
C) Öykülerinin
konularını çoğunlukla günlük yaşamdan seçen biridir.
D) Öykülerinin hazırlama
süresi yazma süresinden daha uzun olan biridir.
E) Öykülerinde ne
anlattığına önem veren, ama nasıl anlattığına önem vermeyen biridir.
7.
Ani çarpılmalar, beklenmedik bir şekilde karşınıza çıkan görüntüler, geçiciliğe
mahkum edilmesini, tarihin çöp sepetine atılmasını kabul edemeyeceğiniz
“sıradan” ve “küçük” hadiseler romana değil, önce öyküye sürükler bizi. O anı, o
görüntüyü kaydettiğiniz için rahatlayacağınızı sanırsınız, ama
rahatlayamazsınız. Çünkü hep eksik bir metin için yazarız, bu yüzden de
imkânsızı anlatmak için yazarız. Kısalığı itibariyle öyküde bu eksiklik
duygusunu daha az yaşayabileceğimizi umduğumuz için yazıyoruz.
Yukarıdaki parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur?
A) Sizi öykü yazmaya
iten şeyler nelerdir?
B) Siz, öykülerinizi
nasıl ve ne zaman yazarsınız?
C) Niçin öykü
yazıyorsunuz?
D) Sizi romana değil de
öyküye sürükleyen şeyler nelerdir?
E) Öykünün sizi çeken
yönleri nelerdir?
8.
İndirin perdeleri,
indirin perdeleri
Sonbahar ağaçlarda
ağlarken yaprak yaprak
Hışırdayan, bu altın
yağmuruna dalarak
Dinleyin içerimde artan
kederi
Yukarıdaki dörtlükte şair, aşağıdaki duygulardan en çok hangisini taşımaktadır?
A) Karamsar
B) Ümitsiz
C) Mutlu
D) Hüzünlü
E) Pişman
9.
Tüm yaşamım boyunca her zaman öykü düşündüğümü söyleyebilirim. Öykü, kaba saba
bir biçimde gelir önce aklıma. Onu, düşünerek biçimlendirmeye ve olgunlaştırmaya
çalışırım. Bu bir süre alır, sonra bir gün oluşmuş olduğunu duyarım içimden ve
oturup yazarım öykümü. Kısacası öykü yazışımda bir doğallık egemendir. Öykünün
kurgusu kendiliğinden yürür ve bir noktaya ulaşır.
Aşağıdakilerden hangisi, kendisini yukarıdaki gibi anlatan bir öykücünün
özelliklerinden biri değildir?
A) Öykülerini düşünerek
ve olgunlaştırarak yazan biridir.
B) Öykülerinin oluşumunu
belirli bir zamana yayan biridir.
C) Öykülerini,
kahramanlarını yönlendirerek yazan biridir.
D) Yaşamının her
döneminde öyküyle iç içe olan ve öykü düşünen biridir.
E) Öykülerini
zorlamadan, doğal seyri içinde yazıp bitiren biridir.
10.
Çevreciler mesajlarını sade teorik bir şekilde ortaya atmakla kalmıyorlar.
Önerdikleri yaşam üslûbunu uygulamak için somut eylemler gerçekleştiriyorlar.
Kırsal bölgelere göçüyorlar. Büyük kentlerin, tüketime kışkırtılmış kentlilerin
çılgın gidişinden sıyrılıp köylerde, kıyılarda, dağlarda yerleşiyorlar. Her biri
kendi küçük bahçesini ekiyor. Kendi üretimini gerçekleştiriyor.
Aşağıdakilerden hangisi yukarıda anlatılan çevrecilerin vurgulanmak istenen en
önemli yönleridir?
A) Şehir dışındaki
alanlara gidip yerleşmeleri
B) Şehir insanından
uzakta bir yaşamı seçmeleri
C) Topluma verdikleri
mesajı, kendi yaşamlarında uygulamaları
D) Kendi topraklarında
kendi üretimlerini gerçekleştirmeleri
E) Şehir insanının
ürettiği olumsuz yaşamdan uzaklaşmaları
11.
Hareketsizlik bana göre en berbat durumdur. Bir yerde oturmaya en çok bir – bir
buçuk saat katlanabilirim. Bu süreden sonra
bacaklarım atmaya başlar. Yağmurlu bir günde eve kapanmış biri gibi içimi
çekerim. Dikkatimi hiçbir şeye toplayamam.
Yukarıdaki parçada kendisini anlatan kişi için aşağıdakilerden en çok hangisi
söylenebilir?
A) Dikkati çok dağınık
olan biridir.
B) Hareketsiz kalmaktan
hoşlanmayan biridir.
C) Evde oturmayı
sevmeyen biridir.
D) Yağmurlu havada
dışarı çıkmayı sevmeyen biridir.
E) Bacaklarında
rahatsızlık olan biridir.
12.
Yazarken sık sık kendi kendine gülüyordu. Birini yazıyordu, ardından beşi daha
geliyordu. Roman kahramanının tersliklerle dolu serüvenleri onu eğlendiriyor,
kağıtları masanın üstündeki dosyada biriktiriyordu. Bu arada haftalar geçiyor ve
hareketsiz kalmayı aklına takmıyordu. Yeniden yürümeye başladığında, geçen
zamanı fark etmemişti bile.
Yukarıdaki paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)Roman kahramanının
serüveninin yazarı eğlendirdiğine
B) Yazarın, yazdıklarını
bir dosyada biriktirdiğine
C) Yazarın roman yazdığı
sırada yürüyemediğine
D) Yazarın ayağa
kalkamadığı için roman yazmaya başladığına
E) Haftalar geçmesine
rağmen hareketsiz kalmayı aklına takmadığına
13.
Son romanım bütün romanlarımın arasında en sıradışı olanıydı. Melez bir kitaptı.
Ne çocuklar ne de büyükler içindi. Pek çok saçmalıklar anlatıyordu. Abartılı,
komik, alaycı, acımasız, üzerlerinde oynanmış cümlelerden oluşmuştu. Gerçeküstü
insanların doluştuğu hayallerle doluydu.
Yukarıdaki paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Yazarın son romanının
diğer romanlarından farklı olduğu
B) Romanın ne çocuklar
ne de büyükler için yazıldığı
C) Romandaki cümlelerin
abartılı ve alaycı olduğu
D) Romanda hayallerden
ve olağanüstü insanlardan bahsedildiği
E) Yazarın son romanının
diğerlerinden daha başarılı olduğu
14.
“Aklı Bir Karış Havada”yı yazmaya yirmi sekiz yaşımdayken başladım. Pek çok kişi
bunun benim ilk kitabım olduğunu sanıyor ama aslında öyle değil. İlk kitabımı
yirmi üç yaşımda yazdım ve onu üç başka kitap izledi. Bu üçünün ikisini
yazdıktan bir süre sonra yeni baştan okudum ve çöp kutusuna attım.
Yukarıdaki parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yazarın ilk kitabını
yirmi üç yaşında yazdığına
B) “Aklı Bir Karış
Havada” dışında da kitaplarının olduğuna
C) Yazarın, kitaplarının
bazılarını beğenmediği için çöpe attığına
D) Yazarın, yazmaya olan
tutkusunun çocuklukta başladığına
E) İnsanların “Aklı Bir
Karış Havada”yı yazarın ilk kitabı sandığına
15. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olabilecek
niteliktedir?
A) Yazıda bir armağan ve
gizem bunun yanı sıra bu armağanı ve gizemi paylaşma duygusu vardır.
B) Bu nedenle asla
kongrelere gidemem, filmlerin büyük bir bölümünü izleyemem.
C) Öyle görünüyordu ki
huzur benim yaşamımın önemli özelliklerinden biri olamayacaktı.
D) Gerçekten de Marsilio
Yayınevi yazmaya yeni başlayanlar için bir dizi oluşturuyordu.
E) Aslında
kullanılmaktan yıpranmış olan sözcüklerin gerektiğinde ustura kadar keskin
olduğunu fark etmiştim.
16.
Başka yerlerde yüz yıl yaşayacağına bu adada elli yıl yaşa, yeter de artar bile.
Sürünerek, korkarak, her şeyi düşman görerek yüz elli yıl yaşayacağına, bu
kokuyu koklayarak, şu yamaca vurmuş ışığı görerek, şu denizi dinleyerek, şu
rüzgarı, serinliği hissederek, her gün baştan aşağı içini, dışını ışıkla
yıkayarak, çiçekler açan denizi bir ömür görerek yaşa.
Yukarıdaki parçada aşağıdaki duyulardan hangisine yer verilmemiştir?
A) Tatma
B) Koklama
C) İşitme
D) Görme
E) Dokunma
CEVAP ANAHTARI
1-B 2-D 3-A 4-A 5-C
6-E 7-B 8-D 9-C 10-C 11-B
12-D 13-E 14-D
15-A 16-A
Diğer Türkçe Notları, Testleri ve Videoları için Tıklayınız