Demokrasi

Bu dersimizde demokrasi tanımı, demokrasi nedir kısaca, demokrasi özellikleri, demokrasinin temel ilkeleri, demokrasi çeşitleri, vatandaşlık demokrasi konusu gibi konuları ele alacağız.
DEMOKRASİ
1. Demokrasi Kavramı
Demokrasi, egemenliğin millete ait olduğu bir siyasî
teşkilâtlanmadır. Demokrasilerde egemenlik kralda, padişahta ya da
bir sınıfta değil millettedir. Demokrasinin temeli, devletin
işleyişinde, kuruluşunda, yapılanmasında milletin etkili olmasıdır.
Temsilcilerini seçen halkın, parlamenter sistemde dolaylı dahi olsa,
devletin işleyişinde söz sahibi olduğu varsayılır.
Demokrasi genel olarak şu öğelerden oluşur:
Kişi - toplum ilişkilerinin belirlenmesi sürecine halkın tümüyle
katılması; Azınlık haklarına saygılı bir çoğunluk yönetiminin
sağlanması;
Kişiye ait hak ve özgürlüklerin korunması;
*- Toplumun tüm üyelerine fırsat eşitliğinin sağlanması.
Demokratik siyasî teşkilâtlanmalarında millet adına kanun
yapacak ve uygulayacak organlar halkoyuna sunularak kabul edilmiş
anayasalar ile belirlenir, idarî organlarda görev alacak kişilerin
belirlenmesi de anayasa ile yapılır.
Demokrasi, günümüz anlamıyla hükümet şekli olduğu gibi toplum
hayatını düzenleme bakımından bir kurallar bütünüdür. Demokraside
soy, sop, servet, ırk ve benzeri özellikler hiçbir kişiye,
başkalarına karşı üstünlük sağlamaz.
Klasik Demokrasi: Avrupa'da feodalitenin yıkılıp merkezî
krallıkların kurulmasından sonra, krallıkların güçlenmesi,
aristokrasi - burjuvazi çekişmesine yol açmıştır. Bu deneme ilk defa
ingiltere'de başlamıştır. Burjuvazi, krallık otoritesini sınırlamaya
kalkışmış ve neticede "Milli hakimiyet" teorisi ortaya atılmıştır.
Bu nedenle, devlete ait her türlü egemenliğin millete ait olduğu
savunularak "Klasik demokrasi" kurulmuştur.
Klasik demokrasi üç bölüme ayrılır:
Doğrudan demokrasi
Yarı doğrudan demokrasi
Temsili demokrasi
Doğrudan Demokrasi
Demokrasi, halkın kendi kendini yönetimi olduğundan, doğrudan
demokraside halk yasaların kabulü için toplanarak doğrudan doğruya
karar alır. Doğrudan doğruya demokraside halk kendi kendini araya
başka kimseler sokmadan yönetmektedir. Yani, yasaları toplanarak
kendi yapmaktadır. Vatandaşlar büyük bir alanda toplanıp yapılacak
kanunları görüşür, tartışır, kabul eder. Kanunları uygulayacak
yöneticileri orada tespit eder. Doğrudan demokrasilerde halkın
yaptığı bir tür parlâmentonun yaptığı iştir. Yani önemli kararları
alır, yasa yapar ama bunun uygulanmasını yöneticilere bırakır. Eski
Yunan site devletlerinde bunun uygulandığını görüyoruz. Ayrıca bugün
az nüfuslu olan İsviçre'nin bazı kantonlarında da uygulanmaktadır.
3. Yarı Doğrudan Demokrasi
Yarı doğrudan demokrasi, temsilî demokrasiyle doğrudan
demokrasiyi birleştiren bir demokrasi şeklidir. Halk temsilcilerini
seçer, ancak çok önemli konularda, özellikle yasama alanında kendi
karar alma yetkisini kullanır. Anayasa ve kanunlar halk oyuna
sunulur. Ve halkın kabul etmesiyle yürürlüğe girer.
4. Temsilî Demokrasi
Halkın kendi kendini yönetmek için bir arada toplanarak karar
alması güç olduğundan bu egemenliğini ve karar alma hakkını
temsilcileri aracılığıyla kullanmak hakkına sahip olmalıdır.
Temsilî demokraside hukuki temel; seçmenlerle seçilenler arasındaki
ilişkiyi belirten temsil yetkisine dayanmaktadır. Seçilen
temsilciler millet adına kararlar alır. Ülkemizde milletin
temsilcileri milletvekilleridir ve milletvekilleri Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nde çalışırlar.
Liberal Demokrasi: Çoğunluğun meydana getirdiği iktidarın,
azınlığın da haklarını güvence altına alan ve anayasa hükümleriyle
sınırlanmış demokrasilere liberal demokrasi denir. Diğer bir adı da
anayasal demokrasi dir.
Sosyal ve Ekonomik Demokrasi: Doğrudan doğruya, temsilî, liberal
demokrasiyi ve bunların öne sürdüğü ilkeleri dikkate almaksızın
toplumsal ve ekonomik farkları azaltma, servet dağılımındaki
eşitsizliikten doğan farkları en aza indirmek gayesini güden
demokrasiye sosyal ve ekonomik demokrasi denir.
5. Türkiye'de Demokrasinin Gelişimi
Türkiye'nin son 160 yıllık tarihi güçlü ve sürekli bir
demokratikleşme gayretiyle doludur. Türkiye'nin, Batı'nın demokratik
gelişmelerine katılışı ıslahat hareketleriyle başlamıştır. Sened-i
İttifak adı verilen belgenin imzalanması ile padişahın bir kısım
yetkileri kısıtlanmıştır. Devletin siyasî yapısında esaslı bir
değişme gayesini güden Tanzimat hareketi de insan hak ve
hürriyetlerine içinde bulunduğu çağa göre değer verir. Tanzimat
Ferma-nı'nın okunmasından sonra harekete geçilerek yeni yasalar
hazırlandı. Ülkede yaşayanların fikir yapıları gelişti. 1876'da
Birinci Meşrutiyetle padişah II. Abdülhamit Kanun-i Esasî'yi ilan
ederek yürürlüğe koymuştur. Bu yeni anayasaya göre padişahın yanında
bulunacak bir meclisin varlığı kabul edildi, ikinci Meşrutiyet
1908'de ilan edildi ve anayasa değiştirildi.
Cumhuriyet Dönemi: 1920de TBMM açıldı. 1921 anayasasında
"Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir." denmek suretiyle
demokratikleşme başlamıştır. 1923'te Cumhuriyet ilan edilmiş,
1924'te yeni bir anayasa kabul edilmiştir. Batının modern kanunları
göz önünde tutularak, Medenî Kanun hazırlanmış ve 1926'da kabul
edilmiştir. Bunun yanında Türk Ceza Kanunu ve Ticaret Kanunu
yürürlüğe kondu. Bağımsız mahkemeler kuruldu. 1931'den sonra çok
partili hayata geçiş denemeleri yapıldı, ancak bu denemeler başarılı
olmadı. 1934'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. 1945'te
çok partili hayata geçildi. 1950'de hâkim teminatı altında genel,
gizli oy, açık sayım ve döküm esasına göre seçim yapıldı. 1961
yılında yapılan anayasa ile TBMM, Cumhuriyet Senatosu ve Millet
Meclisi olarak iki meclise ayrılmıştı. Millet Meclisinde hazırlanan
kanunlar Cumhuriyet Senatosunda görüşülürdü. Bu gelişmelerden de
anlaşılacağı üzere, Türk Devleti Demokratikleşme sürecinde uzun bir
yol almış, demokrasinin müesseseleri yerleşmiştir.
Diğer Vatandaşlık Notları, Testleri ve Videoları için Tıklayınız
Vatandaşlık ile ilgili bölümümüzde yayınlanan içerik yayınlanma tarihinden sonra bazı değişmiş veriler içerebilir.Bundan dolayı kariyerdersleri.com olarak sorumluluk almayız.